| Leh yetkililer için bu ihlaller, daha katı baskıları haklı göstermekteydi. | Open Subtitles | بالنسبة للسلطات البولندية، بررت هذه التدخلات أشكال أعنف من القمع |
| Çünkü rol yapıyorsun. Bu tamamen adil, artık kendimi haklı görüyorum. | Open Subtitles | لأنك خارج العمل هذا من العدل تماما، والآن أشعر بأنني بررت موقفي |
| Elimde dinlemeyi haklı çıkaracak ve herkesin fikrini değiştirecek bir bilgi var. | Open Subtitles | اسمعي، لدي معلومات بررت التنصت... ...من شأنها تغيير راي الكل... |
| Bu durum eşlerinize yalan söylemenizi haklı mı kılıyor? | Open Subtitles | أهكذا بررت الكذب على زوجتيك؟ |
| Yıkandım, kutsandım ve haklı çıktım. | Open Subtitles | أنا غسلت القدس و بررت |
| Yıkandım, kutsandım ve haklı çıktım. | Open Subtitles | أنا غسلت القدس و بررت |
| Mayfield'in listesi şüphelerimizi haklı çıkardı. | Open Subtitles | حسناً، قائمة (مايفيلد) بررت شكوكنا. |
| Baba, biraz haklı... | Open Subtitles | -أبي، إنها بررت ... -لكن ... |