| Sevgili David, 30 Broad Street, New York adresinde bulunan Larrabee... ..lndustries şirketinin küçük ortağısın. | Open Subtitles | عزيزي ديفيد، أنت شريك أصغر في مصانع لارابي الواقعة في 30 برود ستريت، نيوروك |
| Broad and Locust Halk Merkezinde işçi. | Open Subtitles | اخصائية اجتماعية فى برود لوكست للاتصالات |
| Kardeş Brude, bazen, iyi bir süre yalnız kalsan iyi olur. | Open Subtitles | الأخ برود أحيانا يجب أن تترك الأمر بمفرده |
| Sanıyorum ki, Brod polisi birinci çözümün basitliğini tercih edecektir. | Open Subtitles | أظن أن البوليس فى برود سوف يفضل بساطة الحل الأول |
| Evet öyle, Brud, ama olmasaydı iyiydi. | Open Subtitles | نعم، هو كذلك يا (برود)، ولكن هذا عيد ميلاد يمكنني الاستغناء عنه |
| Köpük banyoları, hayat dolu sabahlar ve ay ışığı içeride ise, buz gibi bir soğuk! | Open Subtitles | فقاعات الحمام, الصباح الندىّ وضوء القمر وداخلهن برود قاسى ازرق |
| Bunun gibi sorular Octavia Butler'ın "Lilith's Brood" üçlemesinin ilk kitabı "Dawn"da ortaya çıkıyor. | TED | أسئلة من هذه النوعية تملأ عمل الكاتبة أوكتافيا بتلر "داون"، أول رواية من القصة الثلاثية اﻷجزاء: "ليليثس برود" |
| Trafik arap saçına döndü. Broadway'den çıkıp 6. Cadde'yi deneyeceğim. | Open Subtitles | حركة المرور مجنونة سأسلك طريق برود وأجرب السادس |
| Maura Thatcher annenin kocasını soğukkanlılıkla öldürdüğünü gördüğünü iddia ediyor. | Open Subtitles | (مورا تاتشر) اقرت بأنها شاهدت والدتكِ تقتل زوجها بكل برود |
| Şimdi Broad caddesindeki müzik dükkanında. | Open Subtitles | حاليا هى تعمل فى متجر إسطوانات فى شارع برود |
| Hapishaneyi su bastığı gün birlikte Broad Sokağı Köprüsü'ndeydik. | Open Subtitles | كنا مع بعضنا على جسر برود ستريت طوال اليوم بعد أن فاض السجن |
| Patent savaşından bahsetmiyorum bile. Yani bir şey bulsanız bile, Broad Enstitüsü ve Berkeley Üniversitesi inanılmaz bir patent savaşı içinde. | TED | ناهيك عن معركة براءة الإختراع الدائرة حوله، وعليه حتى وإن اخترعت شيئاً ما. فإن معهد برود وجامعة كاليفورنيا في بركلي يخوضان معركة براءات اختراع مدهشة. |
| Sara Elaston... Broad and Locust Halk Merkezinde işçi. | Open Subtitles | "ساره إلستون", موظفة خدمات اجتماعية في مركز "برود أند لوكست" الاجتماعي |
| Brude ile yüzleşilecek zaman yakındır, şimdi bizim tarafımızdasın. | Open Subtitles | حان الوقت لمواجهة برود سيأتي قريباً الآن بعد أن أصبحت في جانبنا |
| Brude, tüm köyleri tek tek dolaşıp ordusuna katılmak istemeyen insanları bir bir asıyor. | Open Subtitles | قام برود بشنق كل رجل فى القرى الذين لم ينضموا إلى جيشه |
| Eğer Drago Brude'un kontrolüne geçerse kendi ayağıyla eceline gelmiş olacak. | Open Subtitles | سيذهب إلى موت محقق إذا وقع دراغو تحت سيطرة برود |
| Brod'a varmadan bu işi bitirmiş olmamız lazım. | Open Subtitles | فيجب علينا أن نسرع فى إكمال التحقيق قبل أن نصل إلى برود |
| Brod polisine hangi çözümü sunacağımızı siz söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | لإختيار الحل الذى سنقدمه إلى البوليس فى برود |
| Merhaba, Jack, ben Brud. | Open Subtitles | (مرحباً يا (جاك)، أن (برود |
| Jack, ben Brud. | Open Subtitles | (جاك)، أنا (برود) |
| Sizi soğuk ve namusuna düşkün kızlar. | Open Subtitles | أيتها الفتيات المحترمات الباردات برود السمك |
| Brood! Kontrol noktasına geç ve onları öldür. | Open Subtitles | اعثر عن من يتحكَّم بالطائرة .عن بعد يا (برود) واقتله |
| Bu aktör her gece Broadway'e çıkıyor. Erkekler tuvaletinde tarak ve sakız satıyor. | Open Subtitles | "لقد ظهر ذات ليلة في "برود واي يبيع الأمشاط والنعناع في حجرة الرجال |
| soğukkanlılıkla o emirleri imzaladın, değil mi? | Open Subtitles | وقعت الاوامر بكل برود |
| Cüce Bryde balinalarının nefes almak için su yüzüne çıktığı oldukça nadir görülür. | Open Subtitles | حوت برود قلّما يتخطّى السطح ليتنفّس ونادراً ما يُظهر فصّ ذيله |
| Kredi kartı kayıtlarına göre otelinden Queen ve Broadview'in köşesine taksi tutup evine dönmüş. | Open Subtitles | أجل، سجلات بطاقة ائتمانه تشير بأنه استقلّ سيارة أجرة (لتوصله إلى مكان في منطقة (كوين آند برود فيو وبعدها عاد إلى وطنه، هكذا |
| Yalnız kaldığımız anda o birden flört etmeye başladı. | Open Subtitles | كان عنده برود شديد ولوحده، هو بدأ بالتغازل |