Mevsimi daha gelmese de yağan karla Brigham'ın kehaneti gerçekleşiyordu. | Open Subtitles | بعدها , في وقت مبكر من الموسم تحققت نبؤة بريغهام |
1850'lerde Brigham Young pamuk yetiştirmeleri için aileleri St. George'a gönderdi, çünkü sıcak, kurak bir iklimi vardı. | TED | في عام 1850، أرسل بريغهام يونغ عددا من العائلات إلى ساينت جورج لزراعة القطن بسبب الحر والمناخ الجاف. |
Harvard Tıp Fakültesi ve Brigham ve Küresel Sağlık Kadın Hastanesi Bölümü'ne katıldım. | TED | التحقت بكلية الطب بجامعة هارفرد ومستشفى بريغهام ومستشفى المرأة شعبة الصحة العالمية. |
2015 yılında, Brigham Young Üniversitesi tecritte yaşayanlarda erken ölüm riskini önemli derecede artırdığını gösteren bir çalışmayı tamamladı. | TED | في 2015، أكملت جامعة بريغهام يونغ دراسة تبين مخاطر الزيادة الكبيرة للموت المبكر للأفراد الذين يعيشون في عزلة. |
Brigham'daki Hekimlik Programı'nın başına geçtim. | Open Subtitles | أنا الاستيلاء على برنامج الإقامة في بريغهام. |
Dağda yaşıyorum ve Brigham Young adında Kutsal Ruh ile konuşan bir şefin insanlarındanım. | Open Subtitles | اعيش في الجبال انتمي لجماعة الرئيس بريغهام يونغ الذي يتحدث مع الروح العظيمة |
Sonraki sabah Kardeş Brigham'ın ne yapmamı istediğini öğrenmek için Salt Lake'e doğru yol aldım. | Open Subtitles | بالصباح التالي اتجهت الى سالت ليك لاعلم ما يريد الاخ بريغهام مني ان افعله |
Kardeş Brigham onları bulmam için gönderdi ve ya onları bulacağım ya da bu yolda öleceğim. | Open Subtitles | الاخ بريغهام ارسلني للعثور على اولئك الرهبان سوف اجدهم او اقدم حياتي لاجل ذلك |
Gece gündüz at üzerinde Kardeş Brigham'a haber vermek için yol almışlardı. | Open Subtitles | كانوا يسيرون ليلاً ونهاراً لكي يعودوا ويبلغوا الامر الى الاخ بريغهام |
Brigham Young'la olan anlaşmam Çinli işçilerin çalışmasını yasaklıyor. | Open Subtitles | إتفاقي مع مع بريغهام يونغ يمنع العمالة الصينية |
muazzam yararları var. Yakın zamanda Brigham Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmanın, School of Family life (Aile yaşamı okulu), gösterdiğine göre çocuklarıyla bilgisayar oyunları oynayarak daha çok vakit geçiren ebeveynler onlarla gerçek hayatta da daha sıkı bir bağa sahip. | TED | فوائد عائلية هائلة ذكرت دراسة حديثة من جامعة بريغهام يونغ كلية الحياة الأسرية أن الآباء والأمهات الذين يقضون المزيد من الوقت يلعبون ألعاب الفيديو مع أطفالهم لديهم علاقات واقعية أقوى معهم |
Brigham'daki mülakatımın gününü değiştirdim. | Open Subtitles | إذا قمت بتغير موعد مقابلتي في "بريغهام"، |
Brigham'daki işi isteyip istemediğimden bile emin değilim. | Open Subtitles | لا أعرف حتى ما إذا كنت أريد الوظيفة في "بريغهام". |
Harvard'da, Brigham Young'da, Cornell'de kullanılıyor. | Open Subtitles | "إستخدموه في "هارفارد "بريغهام يونغ"، "كورنيل" |
Hala heyecanlı olduğumuz zamanlarda Kardeş Brigham bir şeylerin yakın zamanda değişeceğini biliyordu. | Open Subtitles | بالرغم من االايام ...ما زالت حارة , علم الاخ بريغهام ان الاشياء سوف تتغير قريباً |
Ben Peter Bent Brigham Hastanesi'nde hekimlik yapıyorum! | Open Subtitles | أنا طبيب في مستشفى بريغهام بيتر بنت! |
Ancak bir aptal Brigham'daki mülakatını iptal eder. | Open Subtitles | فقط الأحمق يلغي مقابلة "بريغهام". |
Aptal karın Brigham'daki mülakatını iptal etmek istiyor. | Open Subtitles | زوجتك الغبية تريد إلغاء مقابلتها -في "بريغهام ". -مرحبا . |
Kardeş Brigham'ın ulağı! | Open Subtitles | رسول من الاخ بريغهام |
- Brigham Young tarafından davet edildik. Putperestlerden biri en genç karısını kaçırmaya çalışırken piskopos öldürülmüş. | Open Subtitles | (دُعينا إلى هناك ،بواسطة (بريغهام يونغ الأسقف خاصتهم قتل على يد أحد الوثنيين وقدحاولواإختطافزوجتهالشابة. |