| birçok açıdan, gerçek sorunun, insanlar işledikleri suçlardan dolayı ölmeyi hakkediyor mu olduğuna inandırıldık. | TED | تعلمنا بشتى الطرق في التفكير في أن السؤال الحقيقي هو : هل يستحق الناس أن يعدموا لجرائم إرتكبوها ؟ |
| birçok örnekte de olduğu gibi, bunlara kalabalıktan bir kişi sebep oldu. | Open Subtitles | بشتى الأمثلة , يبدأ التحريض لأعمال العنف من شخص واحد بالحشد. |
| Ajanslarımız birbirini birçok yönden tamamladığı doğru ancak... | Open Subtitles | أطرَت وكالاتيْنا بعضهما البعض بشتى الطرق. |
| Her jenerasyon hakkındaki bu ön yargılar birçok yönden bir araya gelerek bu kendini besleyen kehaneti yarattı. İnsanlar sanki o kuşağın parçası gibi rol yapmaya başladılar çünkü biz sesli bir şekilde jenerasyonlar gerçektir dedik. | TED | وأنماط كل جيل صنعت، بشتى الطرق، نبوءة تحقق ذاتها، وهي أن الناس سيتفاعلون كأنهم جزء من ذلك الجيل لأننا قلنا بصوت عالي أن هذا الجيل حقيقي. |
| Taksi şoförlüğünden barlarda piyano çalmaya sokaklarda şarkı söylemekten gece kulüplerinde dans etmeye kadar her türlü işi yapmış. | Open Subtitles | ,قام بشتى الأمور , قام بقيادة الأجرة .عزف بالبيانو في المطعم .غنّى في الشوارع , ورقص على السجّاد |
| O zamandan beri insanlar birçok kez ölümcül ormanları yok etmeye çalıştı. | Open Subtitles | حاول الأنسان بشتى الوسائل للقضاء عليه |
| Ray biraz daha gençti ve birçok yönden masumdu, birçok kişi gibi o da Hank'e hayranlık duyuyordu. | Open Subtitles | كان "راي" يصغره قليلا، وكان أكثر براءة منه بشتى الطرق، كما كان يتطلع إلى "هانك" مثلما كان يفعل العديد من الشبان. |
| Eğer bildiklerini Stella'ya anlatırsa, ...bunu birçok şekilde ödeyebilirim. | Open Subtitles | سأدفع بشتى الطرق على أن تثرثر على ستيلا |
| birçok yönden bu onların avantajı. | Open Subtitles | إنه مكان مميز بشتى الطر |
| birçok yönden bakınca sıradan bir kız. | Open Subtitles | مجرد فتاةٍ عادية بشتى الطرق |
| - İyilik olsun dedim. Kyle benim için birçok şey yapıyor. | Open Subtitles | . يقوم (كايل)، بشتى الأمور لأجلي |
| Yağmur mevsiminde gel de, her türlü afeti gör. | Open Subtitles | تعال في موسم الأمطار و سترى الفيضانات بشتى أنواعها |
| Onları her türlü kimyasal maddeyle işlemişler. İnsanı hasta eden türden. - Hem de çok hasta eden. | Open Subtitles | لقد انتهوا من معالجتها بشتى أنواع الكيماويات تلك المواد ستجعلك مريضاً.. |
| Şimdi ise, kendini sırf benim beğenmeyeceğimi düşündüğün bir tecrübe yüzünden her türlü tehlikeye kendini öylece atıyorsun. | Open Subtitles | ورغم ذلك الآن تخاطر بنفسك بشتى أنواع الخطر فقط لتمنعني من خوض تجربة |