| O yüzden balayı fotoğraflarımız benle Diana Ross gibidir. | Open Subtitles | لهذا السبب صورنا بشهر العسل تبدو كانني صورت مع ديانا روس |
| Veya o trajik derecede sade görünen bastırılmış bakire Bayan Robson balayı yakınlığına tanık olmanın kıskançlığıyla. | Open Subtitles | أو ربما الانسة روبسون العذراء المظلومة وقد امتلأت بالحقد من التى تتمتع بشهر العسل ؟ |
| balayı harici her şeyi yapıyorum. | Open Subtitles | ارتباط, خطوبه, زواج ارتب اي شي متعلق بشهر العسل |
| Eşimle de orduda tanıştım. balayında Alderaan'a gittik. | Open Subtitles | وقابلت زوجتي بالخدمة وقمنا بشهر العسل في الديران |
| - Şu anda Brighton'da balayında olabileceğin kadar mutlu musun? | Open Subtitles | - هذه اللحظات- هل تعادل سعادتك بشهر العسل في برايتون؟ |
| - Brabourne Stadyumuna. Hiç kimse balayını benim gibi geçirmez. | Open Subtitles | لم يحتفل أحداً قط بشهر العسل مثلما احتفلت أنا |
| Giydirirken rahatsız etme. Balayının tadını çıkar. | Open Subtitles | لا داعي لأن تعيدها إستمتع بشهر العسل |
| Hizmetteyken karımla tanıştım. balayımızı Alderaan'da yaptık. | Open Subtitles | وقابلت زوجتي بالخدمة وقمنا بشهر العسل في الديران |
| balayı süitimizden gün batımını izlemeyi umuyorduk. | Open Subtitles | توقّعنا مشاهدة غروب الشمس من جناحنا الخاصّ بشهر العسل |
| Karımla yeni evliyken İtalya'da balayı yapmanın hayalini kurardık. | Open Subtitles | عندما كنا انا وزوجتي حديثي الزواج كنا نحلم دائما ان نقوم بشهر العسل في ايطاليا |
| Protestanlar balayı diye buna mı diyorlar? | Open Subtitles | هل هذا مايدعونه البروتستانيية بشهر العسل ؟ |
| 17 yaşımdan beri, favori şehrimde balayı yapmanın hayalini kuruyorum. | Open Subtitles | منذ ان كنت فى الـ 17 من عمرى حلمت بشهر العسل فى مدينتى المفضلة |
| Dönsen iyi edersin. Bana bir balayı borcun var. | Open Subtitles | أوه، من الأفضل لكـ أنت مدين لي بشهر العسل |
| Hayır, Tayland Koh Samui'ye... balayında açtıkları kliniğe bakmaya gittiler. | Open Subtitles | لا انهم فى "كو سيمى", ب"تايلاند". يطمئنون على العيادة التى فتحوها و هم بشهر العسل. |
| Hayır, Tayland Koh Samui'ye... balayında açtıkları kliniğe bakmaya gittiler. | Open Subtitles | لا انهم فى "كو سيمى", ب"تايلاند". يطمئنون على العيادة التى فتحوها و هم بشهر العسل. |
| balayında olman gerekiyordu, Gryff. | Open Subtitles | ."يفترض ان تكون بشهر العسل, "جريف |
| balayını düşündükçe testislerim titriyor. | Open Subtitles | التفكير بشهر العسل يجعلني أشعر بالإثارة |
| Sana balayını soran oldu mu? | Open Subtitles | لقد احتفلت بشهر العسل أمام الجميع |
| Giydirirken rahatsız etme. Balayının tadını çıkar. | Open Subtitles | لا داعي لأن تعيدها إستمتع بشهر العسل |
| Atı eyerle tatlım çünkü balayımızı Vahşi Batı'da geçireceğiz. | Open Subtitles | جهزي السرج .. لأننا سنقوم بشهر العسل في الغرب القديم |