| Eğer kalkmak istiyorsan benim için bir şey yapmalısın. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن ذلك عليك أن تقوم بشيء من أجلى |
| - Kolun için bir şey yapabiliriz. - Boşversene kolumu! | Open Subtitles | يمكننا القيام بشيء من أجل ذراعك اللعنة على ذراعي |
| Dopingi spordan çıkarmak için bir şey yapamadıysak o zaman doping sporun içindeydi demektir. | Open Subtitles | إذا لم نستطع القيام بشيء من أجل منع المنشطات في الرياضة إذاً فمن المحتوم أن تبقى المنشطات في الرياضة |
| Peki, neden böyle bir şeyi yapmak isteyelim? | TED | تتساءلون، لماذا نريد القيام بشيء من هذا القبيل؟ |
| Böyle bir şeyi tekrar hissedebilmeyi umuyordum, ve şimdi anneniz sayesinde bu duyguya sahibim. | Open Subtitles | كنت دائما اتمنى لو استطعت أن اشعر بشيء من هذا القبيل مرة أخرى والآن اشعر بذلك مع امك |
| Çok daha önce yapmış olmam gereken bir şeyi şimdi yapıyorum. | Open Subtitles | أنا اقوم الآن بشيء من المفروض أنني قمت به منذ وقت طويل. |
| Karşılığında benim için bir şey yaparsanız, bu karmaşadan kurtulmanızı sağlarım. | Open Subtitles | سأساعدكما لأزالة هذه الشوائب عن أسمكما إذا قمتما بالمقابل بشيء من أجلي |
| Bir dahaki gelişinde benim için bir şey yapmanızı istiyorum. | Open Subtitles | في المرة القادمة التي يأتي فيها، أريد منكِ أن تقومي بشيء من أجلي. |
| Baksana baba, kağıt işini hallederiz ama benim için bir şey yapmanı rica edecektim. | Open Subtitles | إسمع يا أبي، سنعمل على أمر الورق ذاك، لكن أريدك أن تقوم بشيء من أجلي. |
| Bugün bilahare benim için bir şey yapmanı isteyebilirim. | Open Subtitles | ربما أحتاجك بإن تقومي بشيء من أجلي اليوم |
| Ama benim için bir şey yapmazsan hiçbir şeyin olmayacak. | Open Subtitles | لكنك لن تحصل على أي شيء ما لم تقم بشيء من أجلي |
| Sana yardım edebilirim. - Önce benim için bir şey yapmalısın. | Open Subtitles | يمكنني مساعدتك لكن أولاً عليك أن تقوم بشيء من أجلي. |
| Charline, benim için bir şey yapmanı I istiyorum. | Open Subtitles | انصتي يا "تشارلين" اريد منك ان تقومي بشيء من أجلي |
| Dinle Vincent, benim için bir şey yapmanı istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | فنسنت أريدك أن تقوم بشيء من أجلي حسنا |
| Benim için bir şey yapar mısın? | Open Subtitles | أتستطيعين القيام بشيء من أجلي؟ |
| Böyle bir şeyi hissetmeyeli ne kadar uzun zaman oldu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف منذو متى لم أشعر بشيء من هذا القبيل؟ |
| Böyle bir şeyi hissetmeyeli ne kadar uzun zaman oldu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف منذو متى لم أشعر بشيء من هذا القبيل؟ |
| Listendeki ilk şey benim listemdeki bir şeyi yapmak. | Open Subtitles | أول شيء على قائمتك هو القيام بشيء من قائمتي |
| Duyularımızı düşündüğümüzde veya duyumuzdan birisini kaybettiğimizi düşündüğümüzde daha çok şöyle bir şey aklımıza gelir: lüks birşeye dokunma, lezzetli birşeyi tatma, güzel kokulu bir şeyi koklama, güzel bir şeyi görme yetisi | TED | حقا عندما نفكر في حواسنا , أو عندما نفكر في فقدان الحاسة , نفكر عادة بشيء من هذا القبيل : القدرة على تلمس شيئ فاخر , تذوق شيء لذيذ , شم رائحة عطرة لشيء , رؤية شيء جميل. |
| Yanlış anlamışsınız. Böyle bir şeyi düşünmedim bile. | Open Subtitles | سيد " كينجستون " أنت تسيء فهمي تماماَ لم أكن لأفكر بشيء من ذلك |
| Fakat bu güne kadar, yapmak istemediği bir şeyi ne zaman yapmasını istesem, bacağını kaldırıp yapamayacağını ve benim suçum olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ،ولكن حتى هذا اليوم متى طلبت من (آل) أن يقوم بشيء من أجلي وهو لا يريد القيام به فيرفع هذه الرجل ويقول أنه لا يستطيع |