| Beni tekrar ararsan, seni polis memurunu taciz etmekten tutuklatırım. | Open Subtitles | اتصلي بي ثانيةَ وسوف أعتقلك على التحرش بضابط شرطة |
| Gözetim memurunu ara. | Open Subtitles | اتصل بضابط المراقبه واحصل على جميع البيانات |
| Yasadışı park etmek, tutuklanmaya direnmek federal memuru taklit etmek suçuyla tutuklanmış. | Open Subtitles | وقد القي القبض عليه للوقف الغير قانوني ومقاومة الإعتقال وعلى الإستهزاء بضابط فيدرالي |
| Büyükanne savaş sırasında Alman bir subayla gizli bir ilişki içerisindeydi. | Open Subtitles | جدتهُ كانت على علاقة سرية بضابط ألماني أيام الحرب |
| Tahliye memuruna haber vermeden eyalet dışına çıktım. | Open Subtitles | أغادرت الولاية بدون الإتصال بضابط مراقبتي؟ |
| Uzay Komuta Merkezi'ndeki mekik hareket subayını bağla. | Open Subtitles | صلني بضابط المكوك في قيادة الفضاء |
| Şartlı tahliye memuruyla her hafta görüştüm. | Open Subtitles | أتصل بضابط إطلاق سراحي كل أسـبوع |
| Bayım, sizi bir memura bağlıyorum. | Open Subtitles | سيدي سأوصلك بضابط |
| Hayır, hiçbir şey yapamayacağım çünkü patronum şartlı tahliye memurunu aradı ve kanuna aykırı davrandığımı söyledi. | Open Subtitles | لن أفعل شيئاً , لأن مديري إتصل بضابط تسريحي الذي صرح أنتهاكي |
| Eğer hoşuna gitmiyorsa, şartlı tahliye memurunu ararım ve para çaldığını söylerim. | Open Subtitles | إذا لا تحب ذلك، سأتصل بضابط الإفراج الخاصة بك وأقول له أنك تسرق |
| memurunu ararsak işler daha da kötüye gitmez mi? | Open Subtitles | الإتصال بضابط إطلاق سراحها سيزيد أمورها سوء و حسب |
| bu da demek oluyor ki hemen şartlı tahliye memurunu arıyorum. | Open Subtitles | بما يعني أنني سأتصل بضابط إطلاق سراحك حالاً |
| Şartlı tahliye memurunu aradın mı? | Open Subtitles | هل اتصلتي بضابط إطلاح السراح المشروط ؟ |
| Bir şey var. Şartlı tahliye memurunu aradım. | Open Subtitles | إتّصلتُ بضابط إفراجه المشروط . |
| Senden sorumlu memuru ararım ve hapse geri dönersin. | Open Subtitles | سأتصل بضابط اطلاق سراحك و ستعود للسجن |
| NSA'den olduğunu zannediyomm Booz Allen'dan değildir, çünkü yanında bir polis memuru varmış. | Open Subtitles | افترض أنها من الـ"إن إس أي" وليس "بوز ألين"، لأنها كانت مصحوبة بضابط شرطة، |
| CBI memuru Khan ile irtibata geçtik. | Open Subtitles | اتصلنا بضابط المخابرات خان |
| Caprica'dan bir subayla evlendi. | Open Subtitles | لقد تزوجت بضابط... من (كابريكا) |
| Şartlı tahliye memuruna bir telefon edersem seni hapse geri gönderebilirim. | Open Subtitles | والآن إذا أردت مني الإتصال بضابط تسريحك أستطيع إعادتك للسجن |
| Pekala, Jones Ganz'ın şartlı tahliye memuruna bir ziyarette bulun ve yerini öğren. | Open Subtitles | {\pos(192,230)}،)حسنًا، (جونز اتصل بضابط المُراقبه خاصة (غانز) وأحصل على معلوماتٍ عن مكان إقامته |
| Libya'da, bir Alman subayını katlettiğini görmüştüm. | Open Subtitles | رأيته يفتك بضابط ألماني في (ليبيا) |
| Şartlı tahliye memuruyla görüşeceğim. | Open Subtitles | حسنا، سأتصل بضابط اطلاق سراحه |
| Yani sen... - Merhaba. - Federal bir memura saygısızlık. | Open Subtitles | مرحباً- الإستهزاء بضابط فيديرالي- |