| Bütün çekimleri baştan almak istemiş. Kameramanı kovmuş. | Open Subtitles | يريد اعادة تصوير المشاهد كل يوم وقام بطرد المصور |
| Personelin yarısını kovdu ve onların tüm işini benim yapmamı bekliyor. | Open Subtitles | تقوم بطرد نصف الطاقم وتتوقّع مني فقط القيام بكلّ العمل |
| Hamile bir kadını kovarak başımı kanunlarla belaya mı sokayım? | Open Subtitles | وأتعرّض للمسائلة القانونية بطرد امرأة حامل؟ |
| Jason'ı okuldan attırdığım için suçluluk duyuyorum. | Open Subtitles | شعرت بالذنب لأنني تسببت بطرد جايسن من المدرسة |
| Eğer hissedarlar insanların işten çıkarıldığını öğrenirlerse, büyük sıkıntı yaşanır. | Open Subtitles | عليهم أن يخططوا لما سيفعلونه إذا سمع عملاؤنا أننا نقوم بطرد موظفينا |
| Şey, dördüncü peyzaj ekibini de kovmak zorunda kaldılar çünkü beni onlarla beraber yakaladılar. | Open Subtitles | بالحقيقة ,لقد قاموا بطرد فريق اللاندسكيبين الرابع لأنهم رأوني معهم |
| 12 yıllık kocanın kıçına tekmeyi basıyorsan, o ayrı tabii. | Open Subtitles | إلا إذا كنتِ تقومين بطرد زوجكِ لمدة 12 سنة للخارج |
| Ronald Reagan tüm hava kontrolörlerini kovar ve adamları gelip der ki... | Open Subtitles | قام الرئيس رونلاد ريجون بطرد جميع المتحكمين بالملاحة الجوية وقد اتى إليه مستشاروه قائلون |
| Hukuk departmanına yeni bir müdür alındı ve pek çok insanı kovacak. | Open Subtitles | للتو وضعوا مدير جديد للدائرة القانونية وسيقوم بطرد بعض الأشخاص |
| Çaylak, yeni ekip şefini de kovmuş. Bu sezon üçüncüye oluyor! | Open Subtitles | لقد قام "روكى" بطرد رئيس طاقمة الثالث لهذا الموسم |
| Her şeyi değiştirmiş. Hırsızları kovmuş! | Open Subtitles | وقلب عليهم طاولاتهم وقام بطرد السارقين |
| Problemimiz şu: Annesi daha önce davaya bakan avukatları, sulh anlaşmasına varmak istedikleri için kovdu. | Open Subtitles | لكن المشكلة تكمن في كون قيام الأم بطرد محاميها السابق |
| Birçok şey var. Gardiyan Sikowitz'i kovarak başlayabilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيع فعل الكثير بدءً بطرد الضابطه "سايكوويتز" |
| Kendisini arkadaşları için tehlikeye atabiliyor sonra da gidip Jason'ı kovdurtuyor sence kıskandığı için mi? | Open Subtitles | يمكن أن يكون مجرداً من الأنانية ويخاطر بحياته لأجل أصدقائه ثم يتصرف بغرابة كالتسبب بطرد جايسن مثلاً لماذا لأنه يغار |
| Faaliyetlerine derhal son verildi. Tüm çalışanlar işten çıkartıldı. | Open Subtitles | أغلقنا مشروعهم في الحال، و قمنا بطرد الجميع |
| Ayrıca senin için de sorun değilse, şu Hector'u kovmak istiyorum. | Open Subtitles | و اذا كنت موافق على هذا ساقوم بطرد هيكتور |
| Iraklıların kıçına tekmeyi basacağız! | Open Subtitles | سوف نقوم بطرد العراقيين |
| Sen oğlumu kovar kovmaz davamdan vazgeçerim. | Open Subtitles | سوف أُسقط الدعوى بمجرد أن تقومِ بطرد إبني. |
| Her birinizi kovacak. | Open Subtitles | سيقوم بطرد كل واحد منكم |
| Toz bezin de. O cesur çocukları neden kovdun bilmiyorum. | Open Subtitles | أو آلة تزرير السكر ، أنا لا أعرف لماذا قمت بطرد هؤلاء الأطفال الشجعان |
| Ve ben de Doğu Baltimore'lu beyefendileri kovdum. | Open Subtitles | وقمت بطرد أولئك الأشخاص من شرق بالتيمور |
| Yeni lideriniz olarak, okulumuzdaki sersemleri, başarısızları ve imkanları kıt olanları ayıklayıp kapı dışarı etmek için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | و كقائدتكم الجديده أعدكم بعمل أفضل ما في وسعي لإبعاد الفاشلون و البؤساء و بطرد مؤخراتهم السمينه من المدرسه |
| HOT CELEBRITY SOFIA DANIEL'I TERK ETTİ Posta servisindekileri kovacağım. | Open Subtitles | سأقوم بطرد موظفى غرفة المراسلات |
| Antrede, bütün çalışanlarını kovuyor. | Open Subtitles | ستجده في الصالة يقوم بطرد جميع طاقم الخدمة |
| Az önce bana Ralph Walton'ı kovmamı emretti. | Open Subtitles | "لقد أعطاني تعليمات بطرد "رالف والتون |