| Senin yolunla halletmeyi denedik, sonu da takımının yarısının yakalanmasını, masum bir da kaçırılmasıyla bitti. | Open Subtitles | جربنا الأمر بطريقتك وانتهى المطاف باحتجاز نصف فريقنا واختطاف رجل بريء |
| Yine de, senin yönteminle yaparsam etkili bir şekilde yapmış olacağım. | Open Subtitles | مع أن، لو فعلتها بطريقتك سيكون موقفي نابعًا من قوة |
| kendi yolunu takip ederek, kendi yolunu yaptığından gurur duyardı. | Open Subtitles | في الحقيقة أنها كانت فخورة أنك تقوم بالأمور بطريقتك الخاصه |
| Bir şekilde, pislik ve çocukça halinle düşüp buna yetişkin bir tepki verdin. | Open Subtitles | بطريقة ما, بطريقتك الفظة والصبيانية قد تعثرت وسقطت على حل للبالغين بشأن الموضوع |
| Poise Dergisi'ndeki kızlar gibi görünmemen kendi çapında güzel olmadığın anlamına gelmez. | Open Subtitles | أنت لا تبدين مثل البنات في مجلة الإتّزان لكنّك جميلة بطريقتك الخاصة |
| Bu yüzden işleri kendi tarzınla yapmana izin veriyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب سمحت لك تعملين الاشياء بطريقتك الخاصة |
| Bu işi senin yolundan halledeceğiz. Karşı koyarak değil, örnek olarak. | Open Subtitles | لذا سنقوم بهذا الأمر بطريقتك سنكون المثل الأعلى، ولا نقاوم |
| Bunu benim yöntemimle yapamadık bir de senin yöntemini deneyelim. | Open Subtitles | حسناً، لقد حاولنا فعل هذا بطريقتي من قبل، لذا دعنا نحاول فعلها الآن بطريقتك. |
| Eğer senin yolunla yaparsak, herkesin sonu ölümle bitecek. | Open Subtitles | إذا قمنا بالأمر بطريقتك الآن سينتهي المطاف بموتهم جميعاً سيد. |
| Seni bunun için başa geçirdi. İşleri kendi yolunla halletmen için. | Open Subtitles | هذا سبب تسليمها المسئولية لك لتفعل الأمور بطريقتك أنت |
| Ama sen bunu senin yolunla yapmak istiyorsun. | Open Subtitles | ولكنك تريد ان تفعل ذلك بطريقتك |
| Bu işi bu zamana kadar senin yönteminle hallettik. | Open Subtitles | لا. حتى الآن ، قد تعاملنا مع هذا بطريقتك |
| Dinle Taylor, tim senin yönteminle çalıştı. | Open Subtitles | إستمع , تايلور، حاولنا إدارة الفرقة بطريقتك |
| Senin dediğini yapacağım, altı ay. Ama altı ayın sonunda bir yolunu bulamazsak, avukatı arayacağım. | Open Subtitles | , ساقوم بذلك بطريقتك أمامك 6 أشهر , لكن بعد 6 أشهر لو لم تجد طريقاً فسوف أتصل به |
| Karmaşa ve üzüntü onu tüm yaşamı boyunca izleyecek. Senin yolunu denedik. | Open Subtitles | الفوضى والحزن سيتبعاها لبقية حياتها لقد جربنا الأمر بطريقتك |
| - Nasıl ayarladın? Seninle aynı şekilde. | Open Subtitles | .بطريقتك نفسها من خلال الصلات الاجتماعية لأهلي |
| Benim yöntemim sana gerekmez. kendi tarzınla kazanacaksın. | Open Subtitles | لست بحاجة لوسائلي ستربح بطريقتك الخاصة |
| Senin FBI ajanı olduğun benim de federal cezaevi sisteminin kuşu olduğum bir durumda senin yolundan gideriz. | Open Subtitles | ، عندما تكون عميلاً فيدرالياً . وأنا أكون حارسٌ في سجن فيدرالي . سنفعلها بطريقتك |
| Senin yöntemini denedik, şimdi sıra benimkinde. | Open Subtitles | لقد فعلناها بطريقتك الآن سنفعلها بطريقتي |
| Bunu yapmaya kendin karar verdin, kilisenin haberi yok. | Open Subtitles | لقد قررت أن تفعل هذا بطريقتك بدون دعم من الكنيسة |
| Şimdiye kadar senin dediğin gibi yaptık ve durumun daha iyiye gittiğini görmedim. | Open Subtitles | انظر، الآن، كنا نفعلها بطريقتك منذ زمن ولا أرى أن الموقف قد تحسن |
| Sen işini kendi yöntemlerinle yaparsın, ben kendi yöntemlerimle. | Open Subtitles | أنت تفعل الأشياء بطريقتك الخاصة، وأنا أفعلها بطريقتي الخاصة. |
| Sen Noel'ini istediğin gibi kutla bırak ben de istediğim gibi kutlayayım. | Open Subtitles | حافظ على احتفالك بعيد الميلاد بطريقتك الخاصة واسمح لي أن أقيمه بطريقتى |
| - Bunu birlikte aşacağız. - Hayır. Sizin yolunuzla değil. | Open Subtitles | سنتخطي هذا مع بعضنا البعض لا نريد , ليس بطريقتك |
| Peki, dediğiniz gibi olsun. Ama olacaklar için beni suçlamayın. | Open Subtitles | حسنا ، يا آنسة خذيها بطريقتك ولكن لا تلوميني علي ماذا سوف يحدث |
| Fakat yine de bildiğin gibi yap. Hiçbir şey bir bebeği öldürmekten daha onurlu olmaz. | Open Subtitles | لكن افعلها بطريقتك لا يوجد من هو أكثر صدقاً من رضيع ميت |