| Birkaç adamımı oraya gönderdim. Araştırıp bir şeyler bulmaya çalışacaklar. | Open Subtitles | بعثت ببعض الرجال لهناك، إذ سيقومون بالتحرّي وتبيّن ما يمكنهم. |
| Ben onu önden istasyona gönderdim. Ve şimdi kapıda bir taksi bekliyor. | Open Subtitles | بعثت بها رأسا اٍلى المحطة و هناك تاكسى منتظر بالخارج |
| Stewart Paşa'yı nehrin aşağısına gönderdim mümkün olan en hızla harekete geçecektir. | Open Subtitles | لقد بعثت بستيوارت باشا اسفل النهر لحث الجميع على الاسراع |
| Birkaç Facebook, ve Twitter mesajı yolladım, ve insanlara 2011'de yapacağım TEDTalk'ımın (TED Konuşması) isim haklarını satın alma fırsatını verdim. | TED | بعثت بعض الرسائل من الفيس بوك ورسائل من تويتر وأعطيت الناس الفرصة لشراء حقوق الإسم لمحادثتي في تيد ٢٠١١ |
| Annen sana biraz yiyecek gönderdi. Bana da biraz göndermiş. | Open Subtitles | والدتك بعثت لك بعض الطعام وبعثت لي بعض منه أيضا |
| Şu Helen... bir notla birlikte eşyalarını yolladı. | Open Subtitles | هذه الفتاة التى تدعى هيلين بعثت بأمتعتك مع رسالة |
| Yirmi yıl önce arkadaşların Dünya'ya dönme kararı alınca gizli ilkel benliğini onları öldürmeye gönderdin. | Open Subtitles | منذ عشرين سنة مضت، عندما صوّت رفاقك للعودة إلى الأرض بعثت لهم بوحشك السري ليقوم بقتلهم |
| Posta attım ve 35 tabanca sipariş ettim ve de... | Open Subtitles | لكني بعثت برسالة بريدية ...أطلب فيها شراء 35 مسدسا و |
| Hem aslinda ben yazilmak için mektup gönderdim ve de cd'mi bile yolladim... | Open Subtitles | بجانب أنني بعثت بالفعل استمارتي و الاسطوانة الخاصة بي. |
| Prometheus'ın durumunu ve uzaydaki son konumunu bildirmek için felaket sinyali gönderdim. | Open Subtitles | لقد بعثت اشارة استغاثة بتفاصيل الوضع في بروميثيوس وموقعنا المعروف الأخير في الفضاء |
| Ve Tanrı demiş ki, "Sana iki koca gemi gönderdim, salak herif. " | Open Subtitles | فرد صديقه، بعثت لك رجلين لينقذوك و رفضت أيها الأحمق |
| Bilgilerini AFRRI'deki doktorlara gönderdim. | Open Subtitles | لقد بعثت سجلاتك عبر بريد إلكتروني إلى الأطباء في مركز الأبحاث |
| Ben çocuklarımı yatılı okula gönderdim, onlarla ne yapacağını bilen birilerine verdim. | Open Subtitles | لقد بعثت أولادي لمدرسة داخلية لقد بعثتهم إلى من يعلم كيف يتعامل معهم |
| Bir imdat çağrısı gönderdim. İnmeme izin verdiler. | Open Subtitles | بعثت إشارة إستغاثة فتركوني أَستقل السفينة |
| Grant Kalesine birini yolladım eğer dayanabilirsek... | Open Subtitles | بعثت ساعي إلى فورت غرانت اذا استطعنا فقط من الصمود |
| - Kanıt yok edildi. Her şeyi temizlemeye yolladım. | Open Subtitles | على كل حال ، لقد شوه الدليل لقد بعثت بكل شئ للتنظيف |
| Mesajlar yolladım. Belki ziyarete gelmek istersiniz diye. | Open Subtitles | لقد بعثت رسائل و أعتقدت أنك قد تودين القيام بزيارة |
| Gizli bir ajanımıza göre Balhae'de mükemmel bir savaşçı göndermiş... | Open Subtitles | العميل سري قال ان بلهاي بعثت أيضا مقاتل ممتاز |
| Bayan Fulsom, Bayan Darling'e kızgınlıkla dolu bir mektup yolladı onun için bile yeni standartlar belirliyordu bu mektup. | Open Subtitles | الآنسة فولسوم بعثت رسالة غاضبة إلى السّيد دارلنج الذي وضع المعايير الجديدة من التزمت، حتى لها |
| Bayan Fulsom, Bay Darling'e aşırı erdemlik taslamada kendi için bile standartları aşan bir hakaret mektubu gönderdi. | Open Subtitles | الآنسة فولسوم بعثت رسالة غاضبة إلى السّيد دارلنج الذي وضع المعايير الجديدة من التزمت، حتى لها |
| Mecliste senin lehine olan bir adamın aklını çelmek için çirkin niyetle mektup gönderdin, bu yüzden artık mektup yok. | Open Subtitles | بعثت برسالة في محاولة اثيمة لتحييز عضوًا من الحكومة لصالحك، لذا لا مزيد من الرسائل |
| Şimdi mesaj attım, gelmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد بعثت لها رسالة, و قالت أنها تريد المجيء لبيتنا |
| Stevenson'ın peşine düşmek için Londra'dan gönderildim, sahte isimle seyahat ediyorum. | Open Subtitles | بعثت من لندن على خطا ستيفنسون مسافر متخفي |