| Alkolün kokusunu bir mil öteden alır. Heh! | Open Subtitles | القوات اللبنانية هناك أي نوع من الكحول بعد ميل واحد ، انها رائحة ذلك. |
| Ben bir kızılderilinin kokusunu on kilometreden alabilirim! | Open Subtitles | إذا كانت الريح مضبوطة أستطيع أن أشم رائحة هندي على بعد ميل |
| "Tabii, sadece Bir mil ötemizde vebalıların olacağı düşüncesiyle tiksinerek." | Open Subtitles | مع جذبي إلي هنا إلى هذه المستعمره تبعد بعد ميل |
| Kokundan bilir. O kokuyu bir kilometre öteden bile duyar. | Open Subtitles | سوف يشم ذلك سوف يشم ذلك عليك على بعد ميل |
| Evinden bir buçuk kilometre uzakta bir tamircide buldum. | Open Subtitles | وجدناها في كراج لتصليح هيكل السيارات على بعد ميل من منزله |
| Köprü kamptan Bir mil uzaklıkta gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو أن هذا الجسر على بعد ميل واحد من المعسكر |
| Bir mil öteden yeni bir çocuğun kokusunu alacaklardır. | Open Subtitles | سيشمون را ئحة الفتى الجديد من على بعد ميل. |
| O bir hiç. Geldiğini bir mil öteden görebilirsin. | Open Subtitles | انه لاشئ أنت تستطيع رؤيته قادما من على بعد ميل |
| Yine de beni sevmenin en önemli sebebinin safsatanın kokusunu bir kilometreden alabilmem olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | بقي شيئاً واحداً قلتي بأنكِ تحبينه بي و هي أن بإمكاني إشتمام الهراء من بعد ميل |
| Dostum şu at kuyrukluyla ne yapıyorsan yap polisler adamı bir kilometreden görüp yakalayabilirler. | Open Subtitles | يا رجل، أفعل شيئا بخصوص تسريحة ذيل الحصان. الشرطة تستطيع رصد مؤخرتك من على بعد ميل. |
| Sanırım havalandırmayı açık unutmuşum. Belediye gübreleme tesisi, yaklaşık Bir mil uzakta. | Open Subtitles | أحزر أنني تركتُ المخارج مفتوحة مجتمع منشأة السماد على بعد ميل واحد |
| Bir mil geride bir inek görmüştüm. Exspressonu al da işe koyulalım. | Open Subtitles | لقد شادهت بقرة علي بعد ميل أحضر القهوة ، نحن في العمل |
| Ayrıca keskin nişancı tüfeğiyle 2.5 kilometre öteden öldürücü vuruş yapar. | Open Subtitles | وقالت انها هي القاتلة مع قناص بندقية من بعد ميل ونصف. |
| Takip cihazına göre bir kilometre uzakta. | Open Subtitles | جهاز أقتفاء الأثر حدد أنه على بعد ميل بالخارج |
| Yüzbaşı, yaklaşık Bir mil uzaklıkta gelen bir Mekanik konvoy var. | Open Subtitles | أيّها النقيب، ثمّة موكب للآليين علي بعد ميل. |
| Bir mil sonra iki kez batıya yönelince doğruca otoyola cıkacağız. | Open Subtitles | بعد ميل سنتوجه إلى الغرب باتجاه الطريق السريع |
| Böyle bir gecede bizi Bir mil uzaktan dahi fark edebilirler. | Open Subtitles | بامكانهم رؤيتنا عند بعد ميل . في ليلة كهذه |
| Senin çalınan arabanla yanlışlıkla bayana çarptığın yerin bir veya iki km ötesinde. | Open Subtitles | على بعد ميل و اثنين من مكان اصطدامك بهذه المرأة بسيارتك المسروقة |
| Üçüncü kurbanın arabası kız arkadaşının evine 1.5 km. uzaklıkta bulundu. | Open Subtitles | الضحية الثالثة حارس الامن السيارة وجدت على بعد ميل من شقة الصديقة |
| İnmemiz gereken yerin iki kilometre güneyindeyiz. | Open Subtitles | نحن على بعد ميل و ربع إلى جنوب المنطقة التي كان ينبغي ان نهبط فيها |
| 9 Mayıs 1969'da, Kuzey Laos sınırına iki yüz kilometre uzaklıkta, | Open Subtitles | يوم 9 مايو، 1969، على بعد ميل من الحدود الشمالية من لاوس، |
| İnsan sesini kilometrelerce öteden duyabiliyorsun. | Open Subtitles | إخترع أداة غريبة الشكل حيث يمكن لصوت الرجل أن يسمع على بعد ميل واحد |
| Bir buçuk kilometre ötede yoğun bir orman var. | Open Subtitles | الغابات الكثيفة على بعد ميل واحد. |