| Burada olduğunuz için mutluyum, aksi hâlde Biraz tuhaf olurdu. | TED | أنا سعيد بوجودكم هنا؛ وإلا لكان الأمر غريبًا بعض الشيء. |
| Eğer bu konu sizi Biraz temkinli olmaya sevkediyorsa sakin olun. İstatistik öğrenmek sizi çılgın bir komplo teorisyeni yapmaz, sadece şüpheci yapar. | TED | ولو كان هذا يجعلك في الحال حذراً بعض الشيء فلا بأس، فإن هذا لن يجعلك نوعا ما صاحب نظرية مؤامرة مهووس، بل متشكك. |
| Hiç Maris'in Biraz fazla asabi olduğunu düşündün mü? Belki bir doktora gitmeli. | Open Subtitles | يبدو ان ماريس شديدة الحساسيه بعض الشيء ربما ينبغي ان ترى احد الاختصاصيين |
| Şimdi bu, Biraz daha pahalı, ama daha güzel kokuyor. | Open Subtitles | هى أكثر بعض الشيء مالا لَكنك ستحصل على رائحة ألطف. |
| Biraz dinlenmesine izin vermeliyiz, ve benimde badajları değiştirmem gerekiyor. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ نتركها ترتاحُ بعض الشيء وعلي تغيير الضماد أيضا |
| - Hayır. Bence senin işin Biraz daha kişisel olabilir | Open Subtitles | أعتقد بأن عملك يمكن أن يكون شخصي أكثر بعض الشيء |
| Tamam, Biraz sıkıcı ama emekli olmak çok mu hareketli? | Open Subtitles | حسناً, مملاً بعض الشيء لكن أكونك متقاعد لاتزال الإثارة قائمة |
| Söylemeliyim ki, bu Biraz sıkıcı. Demek istediğim, bu beni şaşırttı. | Open Subtitles | عليّ القول، هذا مضجر بعض الشيء أعنى، كان هذا مفاجئاً لي |
| Ben düşünüyordum da Biraz daha seksi yapmayı istiyorum. Biliyorsun, daha gerçekçi. | Open Subtitles | كنت أفكّر أنني أريد جعله مثير أكثر قليلاً حقيقي أكثر بعض الشيء |
| - Sanırım üzerine alındı. - En azından Biraz dinlenmişsin. | Open Subtitles | أعتقد أنه قد أخذه شخصيا على الأقل إرتحت بعض الشيء |
| Spor muhabirleri bu yüzden Biraz güler ve ardından olanları unutur. | Open Subtitles | المراسلون يسخرون بعض الشيء و في الثلاثاء سينسى الجميع ما حدث |
| Onların da yaşamlarında Biraz dengeye ihtiyaç duyabilecekleri hiç aklına geldi mi? | Open Subtitles | هل اعتبرتِ أنهم قد يحتاجون بعض الشيء إلى التوازن .. في حياتهم |
| Evet, hentbolu Biraz fazla severdi belki ama müşfik ve sevecen bir adamdı... | Open Subtitles | نعم, لقد احب كره اليد اكثر بعض الشيء. كان لطيفا, عطوفا مع الناس |
| Ama bir sıfır daha atarsak, Biraz endişelenmeye başlıyor insan. | Open Subtitles | و لكن إذا أزلنا صفراً أخراً سوف أقلق بعض الشيء |
| Sanırım bunların hepsi Biraz can sıkıcı olmalı, Bayan Skillpa. | Open Subtitles | اعتقد ان هذا ربما يكون ساحق بعض الشيء سيدة سكيلبا |
| Onu uygulamaya hazırlıyorlar, ben de onları Biraz yalnız bırakayım dedim. | Open Subtitles | ..انهم يجهزونها , لذا ظننت أن أن أعطيها خصوصية بعض الشيء |
| Birisi onu çıkarmakla çok ilgileniyor. Bu da beni Biraz meşgul ediyor. | Open Subtitles | وشخص ما مهتم جداً في إزالته، وما جعلني ذلك مشغولاً بعض الشيء |
| Tamam sen de uğra, sonra oradan sıvışır, beraber Biraz eğleniriz. | Open Subtitles | لذا لماذا لا تمرين عليها وسوف نتسلل للخارج، ونستمتع بعض الشيء. |
| Hayır ama bana Biraz rahatsız edici bir şey söyledi. | Open Subtitles | لا ، لقد ذكرت شيءً مُزعجاً بعض الشيء ، الآن. |
| Eee, dün gece ödünç aldım ve Azıcık kirlendi. | Open Subtitles | لقد استعرتها البارحه و لقد اتسخت بعض الشيء |
| Belki bu romantik bir saçmalıktır... ama insanlar çok daha azı için evleniyor. | Open Subtitles | وربما أن هذا تحقير للشعور بعض الشيء ولكن تزوج أشخاص كثيرون لأسباب أحقر |
| Jake, bence sen önce teatral fotoğrafçılık hakkında bir şeyler öğrenmelisin. | Open Subtitles | أعتقد بأنه عليك أن تتعلم بعض الشيء عن التصوير المسرحيِ أولا |
| Projeyi birazcık değiştirdim, onun için birkaç güne daha ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ،لقد غيرت الخطط بعض الشيء لذا سيستغرق الأمر بضعة أيام أخرى |