| Ailemden uzak kalmaktan nefret ediyorum ama incinmekten iyidir değil mi? | Open Subtitles | اكره ان اكون بعيده عن اهلي لكن افضل مما تكون مجروحا |
| Gerçekten mi? Çok uzak değilsin. Şu anda iş için hastanedeyim. | Open Subtitles | حسنا انت لست بعيده عنى لقد اتيت الى المشفى بسبب العمل |
| Gerçekten mi? Çok uzak değilsin. Şu anda iş için hastanedeyim. | Open Subtitles | حسنا انت لست بعيده عنى لقد اتيت الى المشفى بسبب العمل |
| Her ne yaptıysa veya ona ne yapıldıysa şimdi onlardan uzakta. | Open Subtitles | مهما حصل لها فهي بعيده عنه الان ومن المحتمل انها افضل |
| İmalat alanını yeniden yaratmakta başarısız olduk ve büyük teknolojik gelişmeler ondan uzakta gelişti. | TED | لقد فشلنا بالتجديد في مساحة التصنيع والابتكارات التكنولوجية الكبيرة كانت بعيده عن ذلك |
| Ekran. Federasyon'a kayıtlı bir uzun menzil mekiğinden sinyal aldık. | Open Subtitles | ،إشارة بعيده من مكوك فدرالي مسجل يا كابتن |
| O zayıf kolun okçuluk gibi seçmeli aktivitelerden uzak durmanı sağladı mı? | Open Subtitles | هل تلك الذراع الضعيفه ابقتك بعيده عن بعض النشاطات الاختياريه مثل الرمايه؟ |
| Bana karşı iyi olmaktan çok uzak olduğunu söylüyorlar. İnan ki düzeltebilirim. | Open Subtitles | لقد أخبرونى أن مشاعرها بعيده عنى يمكننى أن أصدق ذلك |
| Bu katil şimdi uzak bir ülkeye mi kaçtı? | Open Subtitles | أهذا القاتل قد فر الآن إلى أراضى بعيده ؟ |
| Bu katil şimdi uzak bir ülkeye mi kaçtı? | Open Subtitles | أهذا القاتل قد فر الآن إلى أراضى بعيده ؟ |
| Ayrıca siz habla edemiyorsunuz diye uzak bir cephede... | Open Subtitles | وانا لا اريد ان انال طلقه فى .. راسى فى ارض ما بعيده |
| Adaletin sana ne kadar uzak olduğunu sana anlatamayız. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع القول بان العداله بعيده المنال ربما تكون اساسا الى جانبك |
| Kendimi suçlu hissediyorum. Ondan uzak durmanı söylememem için bana para veriyorsun. | Open Subtitles | انا اشعر بالذنب لاْنكِ تدفعين لى نقود لكى اخبرك ان تبقى بعيده عنه |
| uzak durmaya çalıştım, ama siz beni sürüklediniz. | Open Subtitles | كان يجب أن أكون بعيده ولكنكم من أوحلتموني في ذلك |
| - Ne yaparsan yap. Benden uzak tut yeter. | Open Subtitles | لا يهمنى ما تفعلينه معها ابقيها فقط بعيده عن وجهى |
| Biliyorsun Cennet hiçbir zaman uzakta olmadı. | Open Subtitles | السماء لم تكن بعيده عنك معظم الوقت كما تعرف أعرف .ولكني |
| TV haber ekibi fazla uzakta olamaz, cinayet yazarı geldi bile. | Open Subtitles | حسنا ، وكالات الانباء لا يمكن ان تكون بعيده المذيع الاكثر شهره قد وصل |
| ama sen aptalsın. Bu yüzden görevim bitmekten çok uzakta şu anda. | Open Subtitles | لكن أنت غبي جدا ً المهمه بعيده جدا ً عن الإكتمال |
| Adı Caitlin ve uzun süre önce bir gün uyandığımda ona iki aylık hamileydim. | Open Subtitles | إسمها كيتلين وعندما إستيقظت فى ذلك اليوم الذى مضى عليه فتره بعيده كنت حاملا بها فى شهرين |
| Bu duvar, yaratıkları Amerika'nın dışında tutar mı? | Open Subtitles | هل تعتقد أن الجدار سوف يُبقى المخلوقات بعيده عن أمريكا؟ |
| Fakat, dördüncü uçak gemisi fazla uzaklarda olamaz. | Open Subtitles | لكن تلك الحامله الرابعه لا يمكن ان تكون بعيده |
| Üstelik sana ait olmayan bir bebekle evden oldukça uzaktasın. | Open Subtitles | وأنتِ, بعيده عن المنزل مع طفله ليست طفلتك |
| Bazen ada çok uzakmış Andre Linoge kötü bir rüyaymış gibi geliyor. | Open Subtitles | بعض الاحيان تبدو الجزيره بعيده جداً واندري لينوج ليس الا حلم سيء |
| uzaktan iyi. Anlıyor musun? | Open Subtitles | انها جيدة من بعيد، ولكن بعيده عن الجيد، وانت تعرف؟ |
| uzaktayken seni gerçekten özledim. | Open Subtitles | لقد افتقدك فعلا عندما كنت بعيده |
| Ama bu planlar aptalca ve gerçeklerden uzaktı. | Open Subtitles | لكن كل هذه الأحلام كانت ببساطه ضرباً من الحماقه و بعيده تماماً عن الواقع |