| Ya su çok kirli, ya da biz çok uzaktayız. | Open Subtitles | إما أن تكون المياة قذرة للغاية أو أننا بعيدون جداً | 
| Şu anda normal aktarma işlemi için Cylon gezegeninden çok uzaktayız. | Open Subtitles | فى هذه اللحظة .. نحن بعيدون للغاية عن عالم وموطن السيلونز | 
| Birincisi uzaylılar çok uzakta olabilirler. | TED | أولهما أنه ربما كان الفضائيون بعيدون جدا | 
| Gel buraya. Hâlâ çok uzaktalar. | Open Subtitles | انتظر، أيها الصغير انهم ما زالوا بعيدون جدا | 
| Geçene sefer beraber otobüse bindik, ama şimdi uzak başka bir yerdeyiz. | Open Subtitles | بالماضي كنا نستقيل الباص معاً لكن الآن أصبحنا نعيش بعيدون عن بعضنا | 
| İnsan neslini iyileştirmeye biraz uzağız. Şu andaki hedefimiz, bunu yapabilme şansını yakalayabiilmek için yeterince uzun yaşamayı garantilemek. | TED | نحن بعيدون من تحسين قدرات الناس. وهدفنا هو التأكد من أن لدينا فرصة للصمود بما يكفي لفعل ذلك ربما. | 
| Savaşa yatırım yapmayı bıraklmalı, gençlere ve barışa yatırım yapmalıyız. Şu anda bundan çok uzaktayız. | TED | لا بد أن نتوقف عن الاستثمار في الحرب وأن نبدأ الاستثمار في الشباب والسلام، ونحن بالفعل بعيدون جدًا عن فعل هذا. | 
| Hedefimizden millerce uzaktayız ama nerede olduğumuzu biliyorum. | Open Subtitles | نحن بعيدون لعده اميال بالطبع و لكنى اعرف اين نحن | 
| Çok uzaktayız. Kano-ev üç gündür yolda. | Open Subtitles | . نحن بعيدون للغاية . فالسفينة تتحرك منذ ثلاثة أيام | 
| Ama kazanın olduğu yerden çok uzaktayız. | Open Subtitles | نحن بعيدون جداً عن مكان الحادث أانه هنا، أنا أعلم ذلك | 
| Bu haritaya göre; Yellowstone'a fazla uzakta değiliz. | Open Subtitles | طبقاً لهذه الخريطة فنحن لسنا بعيدون عن منتزه يلوستون الوطني | 
| Habercilerim onların okçularının millerce uzakta olduğunu bildirdiler ve bizim için tehlike değiller. | Open Subtitles | عملائى وسط الأسكتلنديين قالوا أن رماتهم بعيدون عدة أميال ولا يشكلون تهديداً. و السهام تكلف مالاً. | 
| Bu insanlar için koşullar hiç te konforlu değildi fakat Komünistlerden uzakta olmaktan mutluydular. | Open Subtitles | فيلم إخباري أمريكي مارس 1953 الظروف ليست مريحة لهؤلاء الناس لكنهم سعداء كونهم بعيدون عن قبضة السوفيت | 
| Bekle, evlat. Hâlâ çok uzaktalar. | Open Subtitles | انتظر، أيها الصغير انهم ما زالوا بعيدون جدا | 
| Ve düşünmek de istemiyorum. Dinle. Onlar uzaktalar. | Open Subtitles | ولا أريد تصور ما كان سيحدث، إنهم بعيدون. | 
| Etrafta balıklar var ama çekim yapmak için çok uzaktalar. | Open Subtitles | السمك بالجوار، لكنهم بعيدون جداً عن التصوير. | 
| İnsanlar rutinlerinden uzak, belki de ağzı bozuk insanlarla karantinaya alınırlar. | TED | الناس بعيدون عن روتينهم، ربما عُزلوا مع أشخاص مؤذين. | 
| Gerçek üretimden uzak olmasına rağmen bu serbest form, kurulumu ziyaret eden mimarların bizim beklediğimizden daha fazla hayal gücünü yakaladı. | TED | نحن بعيدون عن المنتج الحقيقي، هذا شكل حر من استخدام وتنفيذ مخيلة المعماري أكثر بكثير مما تتوقع. | 
| Bu yüzden daimi hareketi elde etmekten henüz çok uzağız. | Open Subtitles | لذا، نحن بعيدون كلّ البعد عن مبدأ الدوران المستمر .. | 
| Bu duruma savaşarak son verme noktasını çoktan geçtik. | Open Subtitles | نحن بعيدون كل البعد عن النقطة التي يمكننا بها ايجاد حل لهذا الوضع | 
| Basitçe, onlara ulaşmamız için uzay ve zaman olarak bizlere çok uzaklar. | Open Subtitles | ببساطة , إنهم بعيدون جداً في الفضاء وفي الزمن بحيث لن يمكننا إيجادهم | 
| Uzun bir süredir ailelerinizden uzaktasınız. | Open Subtitles | جميعنا امضينا ساعات طويلة وانتم بعيدون عن اسركم منذ مدة طويلة | 
| Miami artık çok uzaklarda. | Open Subtitles | "نحن بعيدون جداً من "ميامي | 
| Pekâlâ. Belli ki seni rahatsız eden bir şey var. Polislerden de uzaklaştık. | Open Subtitles | حسناً، تناولت الطعام الآن ورجال الشرطة بعيدون | 
| Oteller harika avlanma sahalarıdır. İnsanlar evlerinden uzaktadırlar, Çene çalmaya hazırdırlar. | Open Subtitles | عندما تكون غريبة عن الوطن, الناس بعيدون عن وطنهم, مستعدون للحديث | 
| Her ne planlıyorsan, tamam, yeterince Uzaklaştılar bile. | Open Subtitles | مهما خططت إليه , حسناً... إنهم بعيدون بما فيه الكفاية الآن. |