| Aynı zamanda bu büyük resmi göz önüne alınca farkı anladığım ilk zamandı. | TED | وفهمت أيضًا لأول مرة الفروقات التي تصنعها عندما نضع بعين الاعتبار الصورة الأكبر. |
| Ayrıca mahkeme tecavüz mağdurunun yaşadığı ruhsal sıkıntıyı da göz önüne alacak. | Open Subtitles | بالاضافة إلى الحالة النفسية لعائلة الضحية .. المتعرّضة للاغتصاب تؤخذ بعين الاعتبار |
| Sürdürülebilirliği dikkate alan şirketler finansal olarak gerçekten iyi durumdalar mı? | TED | هل تحقق الشركات التي تأخذ الاستدامة بعين الاعتبار أرباحا مالية حقا؟ |
| Bence bu konuda endişelenmemiz lazım, özellikle de şu anki eğitim nüfusumuzda uykunun yerini düşünürsek. | TED | أعتقد أنَّ هذا يجب أن يكون مقلقًا، إذا أخذنا بعين الاعتبار ما يحدث للنوم في البرامج التَّعليميّة حاليًّا. |
| Sonuçlarını düşündün mü? | Open Subtitles | ألم تأخذ بعين الاعتبار ماذا ستكون عواقب ذلك ؟ |
| Şu sıralar biraz yalnız olduğunu göz önünde bulunduramaz mısın? | Open Subtitles | لكن هل أخذتِ بعين الاعتبار أنه قد يكون وحيدًا وحسب؟ |
| Yaptıklarımın geri alınamayacağının farkındayım ama sinema aşkım da hesaba katılmalı. | Open Subtitles | أناأعلمأن أفعاليلايمكن أنتبررقانوناً.. لكن حبي للفن يجب أن يؤخذ بعين الاعتبار |
| Ama şu durumda, söz konusu kafaların değerini düşünmek akıllıca olacaktır. | Open Subtitles | لكن في هذه الحالة، لمن الحكمة أخذ بعين الاعتبار الرؤوس المعنية |
| Araba tasarladığınızda, lütfen satış sonrası tamirhanelerde arabayı tamir edenlerin ihtiyaçlarını göz önüne alın. | TED | عندما تصمم سيارات، أرجو الأخذ بعين الاعتبار حاجات هؤلاء الذين سوف يصلحون السيارات في كراجات خدمة ما بعد البيع. |
| Her obje için, kütlenin objenin etrafında nasıl dağıldığını göz önüne alarak bütün kütlesinin ortalama konumunu belirleyebiliriz. | TED | في أي جسم، يمكننا تحديد الموقع المتوسط لمجمل كتلته مع الأخذ بعين الاعتبار كيف تنتشر الكتلة ضمن الجسم. |
| Bana bir iyilik et. Bütün bunları göz önüne al. | Open Subtitles | اسد لى خدمة و خذ هذا الأمر بعين الاعتبار |
| Bana bir iyilik et. Bütün bunları göz önüne al. | Open Subtitles | اسد لي خدمة و خذ هذا الأمر بعين الاعتبار |
| Fakat biz tüm kötülükleri dikkate aldık ve çok çeşitli örümcek ağlarını çalıştık. | TED | لكن قد أخذنا بعين الاعتبار كل الاحتمالات، وقد تدربنا بتنوع شامل لشباك عناكب. |
| Kraliçemin sizi kazığa sokmadan önce bunu dikkate alacağından eminim. | Open Subtitles | ربما ملكتي ستأخذ هذا بعين الاعتبار قبل أن تغرسك بوتد |
| Geçmişte yaptıklarını düşünürsek,böyle birşey olcağını tahmin etmeliydik. | Open Subtitles | كان ذلك متوقعاً إذا أخذت ما سببه لنا من متاعب بعين الاعتبار |
| Evet sağol,çok yardımcı oldun hele ki onun ölmediğini düşünürsek | Open Subtitles | نعم حسنا ، لقد كان شيئا مفيدا منك وذلك أخذا بعين الاعتبار أنهليس صحيحا |
| Hiç yanlış tarafta olabileceğimizi düşündün mü? | Open Subtitles | هل سبق وان اخذت بعين الاعتبار بأننا قد نكون بالجانب الخاطئ ؟ ما الذي ترمين اليه ؟ |
| Babamın isteklerini göz önünde tutarak, kararımı verdim. | Open Subtitles | بالأخذ بعين الاعتبار برغبات أبي، فقد قررت |
| Yani sen, terin gözüne kaçmasını, ellerine kramp girmesini ya da adrenalin yüzünden, parmaklarının titremesini hesaba katmıyor musun? | Open Subtitles | لذا لا تأخذ بعين الاعتبار العرق الدخول في عينيه أو ممثله الأيدي إلى أعلى أو التشنج الأدرينالين الوخز للبرميل؟ |
| Kadınların ihtiyaçları hakkında konuştuğumuzda, yaşadığımız diğer kimlikleri de düşünmek zorundayız. | TED | عندما نتحدث عن احتياجات المرأة، علينا أن ننظر بعين الاعتبار إلى الهويات الأخرى التي نعيشها. |
| Mike ve ben tarih belirlediğimizde önerini kesinlikle gözden geçireceğim. | Open Subtitles | عندما نحدد انا ومايك موعدا بالتاكيد ساخذ عرضك بعين الاعتبار |
| Kariyer yapmayı hiç düşündünüz mü? | Open Subtitles | هل اخذت بعين الاعتبار مهمة في تطبيق القانون؟ |
| Şunu düşünün: Bilişsel bir sistem yapmak geleneksel yazılım yoğunluklu bir sistem yapmaktan temel olarak farklı. | TED | لنأخذ بعين الاعتبار أن بناء نظام واع يختلف تماماً عن بناء النظام التقليدي المعقد في الماضي. |