| pazargünü benimle buluşmayı hevesle bekledigini yazmış. | Open Subtitles | يبدو أنه ينتظر بفارغ الصبر يوم الأحد لكي يقابلني. |
| Bir arkadaşınızın, akrabanızın şehrinize geldiğini hevesle beklediğinizi hayal edin. | Open Subtitles | تنتظرون شخصاً بفارغ الصبر ليأتي إلى البلدة: صديق, نسيب |
| Bütün aile... haftalık ziyaretini dört gözle bekliyor. | Open Subtitles | ويقوم بزيارة الأسر التي تنتظره بفارغ الصبر كلّ أسبوع |
| Acelem şu, senin gibi beş kişi daha hapisten çıkmamı dört gözle bekliyor. | Open Subtitles | لأنك هناك خمسة أصدقاء غيرك ينتظرون خروجي بفارغ الصبر |
| Solo kariyerimi iple çekiyorum! | Open Subtitles | يا إلهي إنني أنتظر الإستقلال بعملي والإبتعاد عنك بفارغ الصبر |
| Seni burada görmek için sabırsızlanıyorum. Görüşürüz. | Open Subtitles | ممتاز يا جاك أني أنتظر رؤيتكم بفارغ الصبر |
| Çünkü her an ekibim 50. katta hemen altımızda hevesle aradığınız kanıt kutusunu bulabilir. | Open Subtitles | لأنه وبأي لحظةٍ الآن سيجد رجالي صندوق الأدلة الذي تبحثُ عنه بفارغ الصبر في الطابق الـ 50 أسفل منا. |
| (Gülüşmeler) Oraya vardım ve bana, belirlenen oda arkadaşımın beni hevesle beklediği söylendi. | TED | (ضحك) ذهبت وهناك أخبروني أن رفيقتي في الغرفة المحددة لي تنتظر بفارغ الصبر |
| Buraya ilk geldiğiniz gün, aranızda marangoz olup olmadığını sorduğumda hevesle elini kaldırmıştın! | Open Subtitles | اليوم الأول عند وصولك. سألت إذا كان أحداً كان نجاراً وأنت ألقيت يداك بفارغ الصبر! |
| Kabul edildi ve hevesle beklenecek. | Open Subtitles | موافقة و أنتظر بفارغ الصبر |
| "hevesle doğum gününü bekliyordum." | Open Subtitles | "لقد انتظرتُ عيد ميلادك بفارغ الصّبر" |
| {\cH4411FF}Hem de büyük bir hevesle. | Open Subtitles | ! إنني أنتظر ذلك بفارغ الصبر |
| Dersinizi bozduğum için kusura bakmayın. Gerçekten dört gözle bekliyordum. | Open Subtitles | آسف لأنني أفسدت محاضرتكما لقد كنت أنتظرها بفارغ الصبر |
| Çocukların diş operasyonunu dört gözle bekliyordum. | Open Subtitles | كنت أترقب جراحة أسنان الأولاد بفارغ الصبر |
| Herkes dört gözle bekliyor. Merhaba çocuklar. | Open Subtitles | كلا, فالكل ينتظر الحكم بفارغ الصبر.. |
| dört gözle bekliyorum efendim. | Open Subtitles | سأنتظر ذلك بفارغ الصبر يا سيدي |
| dört gözle bekliyorum efendim. | Open Subtitles | سأنتظر ذلك بفارغ الصبر يا سيدي |
| Bilmiyorum. Hukuğa dönmeyi iple çekiyor olmalısın. | Open Subtitles | لذا , تنتظر العودة إلى ممارساة القانون بفارغ الصبر حتماًً |
| Sahnenin yeniden yazılmış halini iple çekiyoruz. | Open Subtitles | سننتظر بفارغ الصبر إعادة كتابة |
| Turnuvayı iple çekiyorum. | Open Subtitles | انتظر بفارغ الصبر هذه البطولة |
| Eve gelip seni bir basketbol maçına götürmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | إننى أنتظر عودتى بفارغ الصبر لآخذك لمباراة كرة سلة |
| Seni tekrar görmek ve seninle olmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار لرؤيتكِ أنتظر بفارغ الصبر اجتماعنا مجدداً |
| Axl'a hafta sonu sende kalabilir miyim diye mesaj attım harika, seni görmek için sabırsızlanıyorum diye cevap attı. | Open Subtitles | أرسلت رسالة لـ(أكسل) إن كان بإمكاني الإقامة معه هذه العطلة وهو رد عليها للتو بقوله "رائع، أنتظرك بفارغ الصبر" |