| Bu yüzden bu gerekmez. Normal davranın ve mümkün olduğunca rahat olmaya çalışın. | Open Subtitles | يمكنكن التصرف بشكل طبيعي وهادىء بقدر الامكان |
| Normal davranın ve mümkün olduğunca rahat olmaya çalışın. | Open Subtitles | يمكنكن التصرف بشكل طبيعي وهادىء بقدر الامكان |
| Seni mümkün olduğunca rahat ettirmeye çalışacağız. | Open Subtitles | سنبقك مرتاحاً بقدر الامكان |
| Sana, en iyi yakınlaşma yönteminin gönüllü olmak ve olabildiğince okul için zaman harcamak olduğunu söylemek isteriz. | Open Subtitles | ممكن أن نقول الطريق الافضل للاشتراك سيكون التبرع و قضاء أكثر وقت ممكن في المدرسه بقدر الامكان |
| Belki de gelmiş geçmiş en tehlikeli insana olabildiğince yaklaşmak için etraflarını kapatıyorlar resmen. | Open Subtitles | أعنى انهم سوف يحاصرون انفسهم ليتمكنوا من الاقتراب بقدر الامكان لربما أخطر شخص على قيد الحياة |
| Ve mümkün olduğu kadar çok tekniği harcayıp en kaliteli hamburger yapmayı denerseniz bu biraz uzun sürebilir. | TED | واذا حاولت المبالغة في التقنية بقدر الامكان محاولا عمل الهمبرجر الاعلى جوده, يصبح ذلك اكثر مشاركة. |
| Geçitten uzakta durmanız ve mümkün olduğu kadar hareketsiz durmanız gerekiyor. | Open Subtitles | نريدك ان تبتعد عن البوابة, وتلتزم الهدوء بقدر الامكان. |
| Elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | احاول المساعده بقدر الامكان |
| - Elimden geldiği kadar acele etmeliyim. | Open Subtitles | سأسرع بقدر الامكان - |
| Unutma, bu geceden önce olmaz. olabildiğince gizli hazırlanın. | Open Subtitles | -تذكر قم بذلك الليلة بمنتهى السرية بقدر الامكان |
| Bunu olabildiğince gizli tutmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن ابقي ذلك سرا بقدر الامكان |
| Geç olmadan mümkün olduğu kadar kafayı bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نستهلك انفسنا بقدر الامكان قبل أن يتأخر الوقت |
| Bu durumu mümkün olduğu kadar Christopher'dan saklamalıyız. | Open Subtitles | علينا ان نخفى هذا عن (كريستوفر) بقدر الامكان |