| bomba... Ben yanlış bir şey yapmadım! Bu delilik, saklayacak bir şeyim yok! | Open Subtitles | بقنبلة نووية ، انا لم افعل شيئا هذا جنون ، لم اخبئ شيئا |
| Eğer suratını tekrar görürsem, bomba olsun olmasın seni öldürürüm. | Open Subtitles | إن رأيت وجهك ثانية سأقتلك، بقنبلة أو من دون قنبلة |
| Eve göz yaşartıcı bomba atan hakkında bilginiz var mı? | Open Subtitles | هل تعلم من ألقى بقنبلة الغاز المسيّل للدموع في الحجرة؟ |
| Aynı gün ilerleyen saatlerde bir arıcı, gazetecilere arılarının olduğu sahaya sanki atom bombası atılmış gibi olduğunu söyledi. | TED | وفي وقتٍ لاحق من ذلك اليوم، قالت إحدى مربيات النحل للصحفيين بأن حديقة نحلها بدت وكأنها ضربت بقنبلة نووية. |
| Babası sürekli Suriye'de kalan işini düşünüyordu, tam gelişmekte iken bir bombayla darmadağın olmuştu. | TED | كان والدها يفكر باستمرار عن مشروعه المزدهر في سوريا الذي تم تدميره تماماً بقنبلة |
| Bassam Aramin 16 yaşındayken İsrailli bir askeri konvoyu el bombasıyla havaya uçurmaya çalıştı. | TED | عندما كان عمر بسام أرامين 16 عاماً حاول أن يفجر القافلة العسكرية الإسرائيلية بقنبلة يدوية. |
| Ve eğer bu gerçekleşirse bu adam patlamaya hazır bir saatli bombaya dönüşür. | Open Subtitles | وان حصل ذلك, هذا الرجل اشبه بقنبلة موقوتة بانتظار ان تنفجر |
| Babamı öldüren bomba için sana doğru dürüst bir teşekkür bile edemedim. | Open Subtitles | انا لم اشكرك بشكل صحيح لأعلامك لي بقنبلة السيارة التي قتلت والدي |
| Ama eğer DZ-5 uçaktaysa, ona bomba bağlanmış olmalı. | Open Subtitles | لكن الدي زد 5 على متن الطائرة ومتصل بقنبلة .. يجب ان تجدها |
| Ağzımı açtığım anda, oraya hemen büyük bir bomba bırakacaksın. | Open Subtitles | اللحظة التى سأفتح فيها فمى ستلقين بقنبلة كبيرة فيه |
| Hatırladığım isyancı bir grubun kafeye bomba atmasıydı | Open Subtitles | أتذكّر مجموعة مسلحة القت بقنبلة في المقهى. |
| Elemanın teki el bombasını attı ama bomba ağaca çarpıp geri sekti ve patladı. | Open Subtitles | ولداً بجانبي ألقى بقنبلة يدوية وإصطدمت بشجرة وإرتدّت وإنفجرت |
| Savunma kodları falan yok mu? Onlara nükleer bomba falan fırlatamaz mıyız? | Open Subtitles | ألا يمكننا أن نضربهم بقنبلة نووية فحسب ؟ |
| Her ne kadar çocuk öldürmekten bahsetmiş olsam da umarım polis merkezine bomba koyanın ben olduğumu düşünmemişsinizdir. | Open Subtitles | اتمنى الا تعتقدوا بأنني كنت الشخص الذي أباد ذلك الازرق بقنبلة في مركز الشرطة بالرغم من أن تحدثت عن قتل أطفال بقنبلة |
| Uzay zaferlerinin politikada sonunda nükleer bombası olan nükleerler kulübünden gelen bir tehditten daha önemli olduğunun farkına varmıştı. | Open Subtitles | فقد أدرك أن إنتصارات الفضاء هذه يمكن إستغلالها بشكل أكثر فاعلية في مجال السياسة من مجرد التهديد بقنبلة نووية |
| El bombası menzilinden onu haklayabiliriz diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أظنّ أنّنا يجب أن نستطيع اصابته بقنبلة يدويّة |
| Bir terörist bombası, hepimizi havaya uçururdu şüphesiz. | Open Subtitles | كنّا لنتفجّر جميعاً بقنبلة إرهابيّة, بلا شك, ها؟ |
| O bombayla kendini kurbanmış gibi göstererek orada dikilen kimdi? | Open Subtitles | من الذي كان يقف هناك ممسكا بقنبلة جاعلا من نفسه ضحية؟ |
| Bir analistin yedinci kata elinde kimyasal bir bombayla yürüyerek girmesi her gün olan bir şey değil. | Open Subtitles | ليس كل يوم يدخل فيه مُحلل بقنبلة قذرة، إلى الطابق السابع |
| Şu anki park edilme biçimleriyle, bir balondan sarkan tek gözlü bir maymun tek bir el bombasıyla hepsini darmadağın edip, cehenneme gönderebilir. | Open Subtitles | ، تقف الآن بطريقة القرد الأعور الذى يتدلى بـ 10 سنت يمكن أن يذهبوا جميعاً للجحيم . بقنبلة يدوية واحدة |
| bombasıyla ortadan kaybolmuş_BAR_başka bir Nagasaki daha var. | Open Subtitles | يوجد هناك ناجازاكي أخرى تلاشت بقنبلة ذرية واحدة |
| Ama onu hem arabadaki hem de dünkü evde patlayan bombaya bağlayacak adli kanıtlarımız var. | Open Subtitles | لدينا دليل شرعي يربطه بقنبلة السيّارة، و بقنبلة المنزل التي أنفجرت اللـّيلة الماضية. |
| Büyük Savaşta öldürüldü. bir el bombasını elinde fazla tutmuş. | Open Subtitles | قُتل في الحرب الكبرى، أمسك بقنبلة يدوية أطول مما يجب |
| O maddelerin hiçbiri Grand Central bombasında bulunmadı. | Open Subtitles | لم يتم العثور على أي من تلك المكونات بقنبلة (غراند سنترال) |