| Durmadan tekrar ettiği gibi adamın adı Bakri Deng. | Open Subtitles | كما هو قادر أني قول، اسم الرجل هو بكري دنغ. هو اتى هنا |
| Sanırım Bakri ailesini Güney Sudan'da bırakmış. | Open Subtitles | أعتقد ان ترك بكري عائلته في جنوب السودان. |
| Ve Amerika'nın Güney Sudan'lı Bakri Deng'in bombalama olayından haberdar olması gerekti. | Open Subtitles | وأمريكا بحاجة الى المعرفة أنك، بكري دنغ من جنوب السودان، فجرت تلك القنبلة صباح اليوم. |
| Sana yardım etmeye çalışıyorum. Af edersiniz, Karim Bichri'yi arıyordum. | Open Subtitles | أنا أحاول مساعدتك " عفواَ أبحث عن " كريم بكري |
| Bichri politikaya veya benzer şeylere hiç bulaşmamış. | Open Subtitles | لم يرتبط " بكري " بالسياسة أو بجماعات من أي نوع " آني " " أريد أن تساعدي " مارتن |
| Donna, gitmeden önce bize Villa Pacri'de üç tane rezervasyon ayarlayabilir misin? | Open Subtitles | حسناً قبل أن نذهب دونا أتمانعين أن تتصلي لنا للحجز لثلاثة أشخاص في فيلا بكري |
| Bu işi yapmanın tek yolu olduğunu bize söyleyen Bakri'ydi. | Open Subtitles | كان بكري الذي أقنعك أن هذا هو السبيل الوحيد. ولكن ذلك ليس صحيحا. |
| Bakri'nin ev arkadaşlarının resimlerini yolluyorum size. | Open Subtitles | وانا ارسل ايضا صور التعريف من بكري وهما بغرفهم إلى هواتفكم . |
| Bakri'nin kiraladığı depo burası. | Open Subtitles | -أو تحذيرنا للتراجع . حسنا، إنّه المستودع الذي يؤجّره (بكري). |
| Online olsaydı, Bakri'nin laptopundan takip edebilirdim. | Open Subtitles | أقصد، لو كان متصلا، فيمكننا تعقبه عن طريق ملفات الدخول في حاسوب (بكري). |
| Bakri, saldırının Khaled ile alakalı olmadığını düşünüyordu. | Open Subtitles | (بكري) لا يظن أن (خالد) له علاقة بالهجوم الذي حدث على (جادة). |
| Evet ama Bakri Khaled için çalışıyorsa onunla irtibata geçmenin yolu vardır. | Open Subtitles | صحيح، لكن إن كان (بكري) يعمل مع (خالد)، فبالتأكيد لديه وسيلة للإتصال به. |
| Sam'in Bakri'den aldığı IP adresini bağlıyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا أوصل العناوين الإلكترونية التي حصل عليها (سام) من (بكري). |
| Bakri'den aldığımız IP'ye ulaştım. | Open Subtitles | حسنا، لقد برمجت العنوانين الألكترونية التي حصلتم عليها من (بكري). |
| Bir de Bakri'nin çenesini tutamamasını. | Open Subtitles | "وعلى ما يبدو عدم قدرة (بكري) على إغلاق فمه". |
| Peki Bakri neden tek başına gelmiş? | Open Subtitles | إذن لماذا بكري أتي بدونها؟ |
| Bichri bu gibi birçok büyük etkinlikle çok yakından ilgiliymiş. | Open Subtitles | لقد كان " بكري " مقرباَ جداَ لكثير من الأحداث الكبرى |
| Annie ve Martin'e olanlardan sonra Bichri'nin stüdyosuna teknik ekip gönderdik. | Open Subtitles | بناءَ على ما حدث لـ " آني " و " مارتن " أرسلنا فريق تقني لاستديو " بكري " الفني |
| Annie ve Martin'in kaçırıldığı saatlerde Bichri Delaware Üniversitesinde konferans veriyormuş. | Open Subtitles | وفي لحظة اختطافهما كان " بكري " يلقي محاضرة " في جامعة " دلوار |
| Tahminim burada yani Amerika'da işler çok kızışınca kendisini İngiltere'ye sokması için Bichri'yi tuttu. | Open Subtitles | تخميني لو زادت عليه المشاكل هنا ووظف " بكري " لتهريبه " إلى " انجلترا |
| Bay Bichri, müze önemli bir destekçisine davette bulundu. | Open Subtitles | سيد " بكري " المتحف يشاور زبوناَ هاماَ |
| - Villa Pacri'ye uygun kıyafetlerimiz yok. | Open Subtitles | نحن لا نرتدي الزي المناسب لفيلا بكري |