| Kirby Boya ve fayans Vesaire. "Vesaire" banyo armatürleri anlamında. | Open Subtitles | إنها دهانات و بلاط كيربى بلوس بلوس يعنى أدوات صحية |
| Oraya git. İmparatorun sarayında şeytan Mağribi'nin işbirlikçisi bir kraliçe var. | Open Subtitles | واذهبي معهما إلى بلاط الإمبراطور لتجدي فيه ملكة يخدمها مغربي |
| Bir zamanlar Kral'ın kadını olsan da burada basit bir Saray hanımısın. | Open Subtitles | بالرغم من أنّكِ كنت ستصبحين إمرأة الملك أنت مجرّد سيّدة بلاط هنا. |
| Yemek odası masası, teras fayansları , nadir kitaplar .. | Open Subtitles | طاوله غرفه الطعام, بلاط الفناء, كتب نادره |
| Bay Damien Thorn'u St James Sarayı' na büyükelçi olarak atadım. | Open Subtitles | لقد عينت للتو مستر داميان ثورن ليكون سفيرنا الجديد فى بلاط سانت جيمس |
| Geçen hafta mutfak fayanslarını seçmek için oradaydık. | Open Subtitles | لقد كنا هناك الأسبوع الماضي و نحن نختار بلاط للمطبخ |
| Kendisi İrlanda'ya gitmek için ayrıldığında, Kraliçe'nin de Majesteleri'nin sarayına gelmek için yola çıktığını ve o zaman ilişkilerinini bittiğini söylüyor. | Open Subtitles | وأن علاقتهم أنتهت عندما غادر الى أيرلندا وعند ذهاب الملكة الى بلاط جلالتك |
| Güverte işi için banyo seramiği götürdüğünü duydum da ayrıca gün boyu evde oturmaya katlanamam. | Open Subtitles | ،سمعت أنك جلبت بلاط الحمام لتركيب شُرفة منزل ولا أستطيع الجلوس والبقاء في المنزل طوال اليوم |
| Vespasian Nero'nun sarayından kovulmuştu. | Open Subtitles | طُرد (فسبازيان) من بلاط الامبراطور (نيرون). |
| Hayır! Hayır, her birinizin ortaçağ sarayındaki rolünü belirledim bile. | Open Subtitles | كلا ، اسندت بالفعل دوراً لكل منكم في بلاط العصور الوسطى |
| Yeni fayans döşeyeceğiz küvet koyacağız, duş kabini de olabilir. | Open Subtitles | سنقوم بإضافة بلاط جديد سنضعه في حوض الإستحمام أو ربما في الدش |
| - Boya ve fayans, evet. | Open Subtitles | دهانات و بلاط نعم |
| Ekselansları, sizi babamın sarayında ağırlamak büyük bir onur ve zevk. | Open Subtitles | الحوار بالأسبانية: صاحب السمو.. إنه لشرف عظيم وسعيد أن أرحب بك في بلاط والدي |
| Robert Cecil, Kral James'in sarayında en güçlü adam konumunu sürdürdü. | Open Subtitles | روبرت سيسل بقي الرجل الأقوى في بلاط الملك جيمس |
| 10. Prens'i mutlu ederek Saray hanımı olarak vazifeni yerine getirdin. | Open Subtitles | لقد جعلت الأمير العاشر سعيداً، لذلك لقد قمت بعملك كسيّدة بلاط. |
| Sauna fayansları geldi mi? | Open Subtitles | هل بلاط الساونا هنا؟ |
| Eski Kraliçe Anne'nin Sarayı ve çamaşırhane. | Open Subtitles | بلاط الملكة الأمّ المنصرمة وغســـيل القصر |
| Kafeterya fayanslarını yalayınca ne hissettiğimi mi öğrenmek istiyorsunuz? | Open Subtitles | تريدين منى ان اخبرك كيف احسست و انا العق بلاط الكافتيريا |
| - Noel vaktinde, Majesteleri'nin sarayına gelmekle ne iyi ettiniz. | Open Subtitles | -أهلا وسهلا بكم في بلاط جلالة الملك في هذا الوقت من عيد الميلاد |
| Banyo seramiği sattığını sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدك قلت أنك بعت بلاط المرحاض |
| Prenses Victoria'nın kontrolünü ellerinde tutmak için Sir John ve Düşes onu Kral William'ın sarayından uzak tuttular. | Open Subtitles | من أجل الحفاظ على السيطرة على الأميرة (فيكتوريا) السيّد (جون) والدوقة، يبقيانها بعيداً عن بلاط الملك (وليام) |
| Valide Sultan'ın sarayındaki yemekteydi. | Open Subtitles | كان لديه فطــور بلاط الملكة الأمّ |
| Yerler beton döşeme, | Open Subtitles | الأرض من بلاط الخرسانة |
| Hemen kıyafet seçmem gerekiyor Kurucular heyeti için en güzel kıyafeti seçmeme yardım edeceksin. | Open Subtitles | حسناً , يمكنني أنّ أساعد بذلك. خزينة ملابس المسابقة الرئيسية. يتعيّن أنّ تساعدينى فى إنتقاء أفضل زيّ من أجل بلاط المؤسسين. |
| Çiniler güzelmiş. Perdeler felaket. | Open Subtitles | بلاط جميل، العار على الستائر |
| Yeter. Yeni döşemeler, yeni fayanslar, banyoya yeni tesisat. | Open Subtitles | أرضية جديدة ، بلاط جديد مثبتات جديدة في الحمام |
| Babası yanılmıyordu ama fayansların iyi döşenmesi için ne gerekiyorsa yaparsın. | Open Subtitles | أبوه لم يكن مخظئاً، لكن تفعل مهما يتطلّب من أجل بلاط جميل |