| Kötü haber olsaydı, Garvin Phil Blackburn'ü gönderirdi. | Open Subtitles | ابتسامة. الأخبار السيئة، جارفين يرسل بلاكبيرن. |
| Ertesi gün, Bay Blackburn... ona cinsel tacizde bulunduğumu söylediğini söyledi. | Open Subtitles | وفي اليوم التالي، والسيد بلاكبيرن علمتني واتهمت لي التحرش الجنسي. |
| Phyllis, Blackburn'deki kız kardeşinle konuşmuyorsun. | Open Subtitles | فيليس ، أنت لست على الهاتف أختك في بلاكبيرن. |
| Hayır. Bahse girerim ki Blackburn üstesinden gelir. | Open Subtitles | رقم أنا أراهن أن بلاكبيرن حصلت على أنف عليه. |
| Karşılığında, Fransa'nın ve Katolik Kilisesi'nin sanık düşmanı Gideon Blackburn'ün İngiltere'ye geri dönmesine izin verecek. | Open Subtitles | في المقابل ستسمح لجيديون بلاكبيرن العدو المشتبه للكنيسة الكاثوليكية وفرنسا بالعودة لإنجلترا |
| Gideon Blackburn kilisenin bir düşmanı ve cezalandırılmalı. | Open Subtitles | جيديون بلاكبيرن عدو للكنيسة ويجب أن يعاقب |
| Diane, özel bir konu olsa da şu anda Annie Blackburn'den bahsetmek istiyorum. | Open Subtitles | "ديان"، في هذه المرحلة بالذات، أود أن أذكر "آني بلاكبيرن". |
| Yarışmamızın birincisi ve yeni Bayan İkiz Tepeler Annie Blackburn. | Open Subtitles | الفائزة بالمسابقة وملكة جمال "توين بيكس" الجديدة "آني بلاكبيرن". |
| Önce onu aldattın sonra da onu onca insan içinde Mandy Blackburn için terk ettin! | Open Subtitles | لقدخنتهاومنثم... هجرتها من أجل ماندي بلاكبيرن من بين كل النساء |
| Bu durum sonsuza kadar sürmeyecek. BENİMLE Blackburn CADDESİNDEKİ JOHN'S DINER'DA BULUŞ. | Open Subtitles | قابليني عند مطعم جون في شارع " بلاكبيرن " ؛ أرجوكي. |
| Gideon Blackburn, hizmetinizdeyim. | Open Subtitles | أجل جلالتكِ غيدون بلاكبيرن بخدمتكِ. |
| Annie Blackburn, mükemmel bir zamanlaman var. | Open Subtitles | "آني بلاكبيرن"، توقيتك شبه مثالي. |
| Ben Paul Stewart, Blackburn bulvarında oturuyorum. | Open Subtitles | أنا "باول إستيورات" وأعيش "فى "بلاكبيرن |
| Döndüğümde sana Lester Blackburn'ü anlatayım. | Open Subtitles | (ذكرني عندما أعود أن أخبرك عن (بلاكبيرن ليستر |
| Efendim Lamar Blackburn ve kız kardeşi Rita'nın ölümü sahtekarlık ve komplo suçlamalarıyla nasıl bağıntılı? | Open Subtitles | سيّدي، كيف تكون تهم التآمر والاحتيال متعلقة بموت (لامار بلاكبيرن) وشقيقته (ريتا)؟ |
| Blackburn'den geliyora benziyor. | Open Subtitles | ويبدو أنه من بلاكبيرن. |
| Blackburn bilmek ister. | Open Subtitles | بلاكبيرن تريد أن تعرف. |
| - Muhafız, Elçi Blackburn'ü tutuklayın. | Open Subtitles | حراس ، خذوا السفير بلاكبيرن . - إلى الحجز . |
| Oh, sadece Annie Blackburn'u düşünüyordum. | Open Subtitles | أفكّر في "آني بلاكبيرن". |
| Pekala, Lester Blackburn, o şimdi bayan mı? | Open Subtitles | اذا (بلاكبيرن ليستر) , رجل أصبح فتاه؟ |