| Bak, bu çocuk adam gibi kalsın diye kıçımı yırtıyorum ben. | Open Subtitles | تعلم، لقد قمت بالتضحية بمؤخرتي لاضع هذا الفتي على الطريق المستقيم |
| O garip biri ve sürekli kıçımı dikizliyor. | Open Subtitles | إنه غريب الأطوار، لا ينفك عن التحديق بمؤخرتي |
| kıçıma o kadar çok dal battı ki sayısını bile hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لدي إصابات كثيرة بمؤخرتي بسبب الإرتطام بالأغصان ولا أريد المزيد |
| kıçıma bakmak için 60 doları sen ödedin. | Open Subtitles | أنت الذي دفعت ستّين دولاراً لتلصق وجهك بمؤخرتي |
| Ah evet, kıskancım! Lütfen ben yürürken popomu dikizleme, olur mu? | Open Subtitles | نعم، أنا غيورة، رجاءً، هلّا امتنعت عن التحديق بمؤخرتي عندما أمشي؟ |
| Popoma bakmayı bırak da bana bir kanıt kavanozu getir. | Open Subtitles | توقف عن التحديق بمؤخرتي و أعطني قارورة للأدلة |
| "kıçımın çatalında biriken pamukta bile o ne idüğü belirsiz oğlandan daha fazla şahsiyet vardır." Tırnak kapa. | Open Subtitles | لدي ضمادة على جرح بمؤخرتي مع شخصية اقوى من والد الطفل نهاية المقال |
| Evet, hakim kıçımda patlattı. Buna inanabiliyor musun? | Open Subtitles | نعم القاضي الصقتها بمؤخرتي ,هل تصدق هذا؟ |
| Aptal olma, kıçımı eriteceksin. Şunu uzak tut. | Open Subtitles | لا تكن غبياً , ستذيبه بمؤخرتي , أبعد ذلك الشئ |
| kıçımı kavramaya çalıştı arka cebime sakladığımı söylüyordu. | Open Subtitles | لكن لم يكن لدي تلك ، لذلك كانت تحاول الامساك بمؤخرتي قائلة انني احتفظ بها في جيبي الخلفي |
| Bence bu pantolonlar kıçımı iyi gösterirdi, sence? | Open Subtitles | أعتقد أن هذه السَراويل ستليق بمؤخرتي ألا تعتقدي؟ |
| kıçımı kaldırıp şehrin öbür ucuna, annelere siktiimin kirli otunu satmak için gelmedim. | Open Subtitles | لم أقود بمؤخرتي للمدينة لبيع هذه الأمهات المخدرات الضعيفة |
| Görmediğimi düşündüğün anlarda kıçıma bakmaktan vazgeç. | Open Subtitles | توقف عن التحديق بمؤخرتي عندما تظن أني لا أري |
| Geçen hafta bir ısırma oyuncağı kıçıma yapıştı, şimdi de bu mu? | Open Subtitles | حسنا الاسبوع الماضي كانت كعكة للاسنان ملتصقة بمؤخرتي والآن هذه؟ |
| Senin bakış açından görmek isterdim ama kafamı kıçıma senin gibi sokamıyorum. | Open Subtitles | أود أن أرى الأمور من وجهة نظرك لكن لا يمكنني وضع رأسي بمؤخرتي |
| Durduğum zaman, arkadan kıçıma çarpmanı istiyorum. | Open Subtitles | عندما أتوقف عن المشي، أريدكِ أن ترتطمي بمؤخرتي |
| "Onun yerinde olsam koca popomu, kalabalık bir yolda arabaların altına atardım." | Open Subtitles | لو كنت مكانه لمشيت بمؤخرتي السمينة إلى أمام سيارة لتصدمني |
| Arada sırada ders esnasında onu popomu dikizlerken yakaladım. | Open Subtitles | لماذا؟ أحياناً، ألمحه وهو يحدق بمؤخرتي في الفصل |
| Popoma kolunu saplamış orta yaşlı bir adam. | Open Subtitles | أعني رجل في منتصف العمر يديه مُلتصقة بمؤخرتي. |
| "Sevgili akbaba büyük beyaz kıçımın keyfini çıkar. | Open Subtitles | عزيزي الجشِع استمتع بمؤخرتي البيضاء الكبيرة |
| Parmağını hâlâ kıçımda hissedebildiğimden biliyorum. | Open Subtitles | كيف عرفت , هو أنني لازلتُ أشعرُ بأصبعكِ بمؤخرتي |
| Popomla gurur duyuyorum. Poponu hisset. | Open Subtitles | أنا فخور بمؤخرتي تحسس مؤخرتك |
| Objektif olursam, gayet akıllı olduğumu söyleyebilirim, ancak bunun kıçımla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | يمكنني القول بأنني ذكية جداً على الرغم من ان ذلك ليس له علاقة بمؤخرتي |