| Polisin olayı takip etme hevesinin kırılması da yeterince komik zaten. | Open Subtitles | آي. دي هو مضحكُ بما فيه الكفاية الشرطة يَهتمُّ المفقودة بمتابعته. |
| Veya 42 oldum. Olabilir, çünkü takip etmiyorum. Neden edeyim? | Open Subtitles | لا أعرف إن كان هذا ممكناً لأنني لا أستمر بمتابعته |
| Babama söyle bir daha beni takip ettirirse sadece onun değil senin de peşine düşerim, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | أخبره أنه في حال راقبني مرة أخرى فأنا لن أكتفي بمتابعته هو فقط بل سأتتبعك أنت أيضا،فهمت؟ |
| Bir dahaki sefere sürekli ziyaret ettiği o bölgeye gittiğinde onu takip ettim. | Open Subtitles | لذا في المرّة التالية التي ذهب فيها إلى ذلك المكان الذي كان يزوره دائماً قمنا بمتابعته |
| Onu o gece takip ettiğimde gördüğüm... | Open Subtitles | ما رأيته عندما قمت بمتابعته تلك الليلة .. |
| Yani o bir tacizci değil ama polis bu yüzden onu takip ederek zamanını harcıyor. | Open Subtitles | إذاً فهو ليس من مرتكبي جرائم الجنس, و لكن لهذا السبب -تضيع الشرطة وقتها بمتابعته |
| Eğer TV'ye çok bağlıysan neden dizileri zamanında takip etmiyorsun? | Open Subtitles | اذا كنت مهووس بالتلفزيون... لما لا تقوم بمتابعته بالطريقة المناسبة؟ ؟ |
| Sadece içeri girdiğini gördüğüm zaman takip ederdim onu. | Open Subtitles | وفقط حين أراه يدخل أقوم بمتابعته |
| Onu takip ederek. | Open Subtitles | بمتابعته لعربة القطار |