| 180 metre iç taraftaki açıklıkta tüfek yaslanmış bir ağaç var. | Open Subtitles | مائتي ياردة إلى الداخل هناك شجرةٌ واضحة، هناك بندقيّة إلى جانبها |
| Hava Kuvvetleri tüm enerjisini bir makineli tüfek üzerine odaklayamaz. | Open Subtitles | سلاح الطيران لن يولى أى قدر من الأهميه على بندقيّة آلية واحدة اوه.. |
| Bir tane tüfek iki otomatik, iki arbalet ve patlayıcı uçlar. | Open Subtitles | حصلنا على بندقيّة واحدة, أليان, قوسان, و رّءوس المتفجّرة |
| Kimliği yok, keskin nişancı tüfeği var. Adamlarıma göre profesyonel. | Open Subtitles | دون هويّة، كانت بحوزته بندقيّة قنّاص، ويعتقد رجالي بأنّه محترف |
| Babanın antika tüfeği kaldı sadece. | Open Subtitles | لم تبقَ سوى بندقيّة الصيد القديمة الخاصّة بوالدك |
| Diğer taraf keskin nişancı silahı oluyor. | Open Subtitles | لقد عمِلتُ بالجانب الآخر الجانب الآخر من بندقيّة قنّاص |
| Evet ve düğünde babamın Jim'i merdivenlerde tüfekle kovaladığını düşünmelerini istemeyiz | Open Subtitles | أجل،و لا نريدهم في الزفاف يعتقدون أن قد زحف خلال الممر بواسطة والدي مع بندقيّة. |
| Tahtayı tutarken başka tarafa bakıyormuş Çivi tabancası ateş alıyor, ve bam! | Open Subtitles | كان ممسكاً باللوحة وينظر للناحية الأخرى تنطلق بندقيّة المسامير |
| A-50 dedin. Bir tüfekten mi bahsediyorsun? | Open Subtitles | قلت عيار خمسون هل تقصد بندقيّة ؟ |
| Bay Sullivan, 22 kalibrelik bir tüfeğiniz var mı? | Open Subtitles | سيّد (سوليفان) أتملك بندقيّة من عيار "22" ؟ |
| Doktorlar omzundan.30 kalibrelik bir Rus tüfek mermisi çıkardı. | Open Subtitles | المسعفون أخرجوا رصاصة تعود الى بندقيّة عيار 30 من كتفه. |
| Eski bir tüfek. Bunu özel bir silah dükkanından almış olmalı. | Open Subtitles | بندقيّة قديمة، لا بدّ أنّه اشتراها من محلّ أسلحة مميّز. |
| Eski bir tüfek. Bunu özel bir silah dükkanından almış olmalı. | Open Subtitles | بندقيّة قديمة، لا بدّ أنّه اشتراها من محلّ أسلحة مميّز. |
| Gittiği yerden bir tüfek alır ve mutlaka önce test eder. | Open Subtitles | سيشتري بندقيّة من هنا، وسيضطرّ إلى تجربتها أوّلًا |
| Deneğimiz öldürülmüş, kafaya tüfek kurşunu. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه قُتل، اُردي في رأسه برصاصة بندقيّة قديمة. |
| Stüdyolarından birisi hacklendiğinde pompalı tüfek mermisi gibiydi. | Open Subtitles | حينما تعرّض أحد الاستوديوهات للإختراق، كان الأمر أشبه بإنفجار قذيقة بندقيّة. |
| Sadece babanın eski av tüfeği var. | Open Subtitles | لم تبقَ سوى بندقيّة الصيد القديمة الخاصّة بوالدك |
| Ama böyle bir tüfeği dize atışlarla harcamak yazık olur. | Open Subtitles | لكنّه أمر مُؤسف تضييع جُهد بندقيّة كهذه على الرُضفتين. |
| Şimdi, silahı olan öfkeli bir.. ..kurtadam tarafından vaktinin çalınmasını istemiyorsan.. | Open Subtitles | فما لم ترِد أن تعطّلك جدّة غاضبة ذات بندقيّة |
| Ne tür bir salak arabanın içinde tüfekle ateş eder! | Open Subtitles | أيّ أحمق هذا الذي يطلق النّار من بندقيّة داخل سيّارة لعينة؟ |
| Konfeti tabancası patlatmak ister misin, Homer? | Open Subtitles | مهلاّ، هل تريد أن تطلق بندقيّة القصاصات، يا (هومر) ؟ |
| Elimde sana doğrultuğum MP5 makineli tüfeğim var. Ve bu silahta çok iyiyimdir. | Open Subtitles | لديَّ بندقيّة (إم بي 5) مصوّبة تِجاهك، و أنا كالجرّاحة في إستعمالها. |