| Beni de aynı şekilde etkiler. | Open Subtitles | إنه السفر كما تعرف يؤثر معى بنفس الطريقه |
| Sonra oradan ayrılırdın tabii ki, ve aynı şekilde arkadaşın ipi çekerdi. | Open Subtitles | حتى برجل خشبيه و بالطبع انك سوف تنزل بنفس الطريقه |
| Poker oynayarak bir servet yaptı. Tamamen aynı şekilde de kaybetti. | Open Subtitles | ربح ثروه من لعب القمار وخسرها بنفس الطريقه |
| Poker oynayarak bir servet yaptı. Tamamen aynı şekilde de kaybetti. | Open Subtitles | ربح ثروه من لعب القمار وخسرها بنفس الطريقه |
| Ama sorun olmadı, çünkü hepimiz aynı şekilde eğitilmiştik. | Open Subtitles | لكن ذلك لايهم. لأننا جميعنا تدربنا بنفس الطريقه |
| Her şeyin tekrar aynı şekilde sonuçlanacağını düşünme. | Open Subtitles | لا تتوقع مني آن آصدق بإنك سوف تنهيها بنفس الطريقه |
| Her şeyin tekrar aynı şekilde sonuçlanacağını düşünme. | Open Subtitles | لا تتوقع مني آن آصدق بإنك سوف تنهيها بنفس الطريقه |
| Elma ve özür Korece'de aynı şekilde telaffuz edilir. | Open Subtitles | التفاحه و الاعتذار فى اللغه الكوريه تنطقان بنفس الطريقه |
| Malcolm'ın da oğlum olduğunu aynı şekilde biliyorum. | Open Subtitles | وهذه بنفس الطريقه التي أعلم بها أن مالكولم ابني |
| Aynı cins silah kullanılmış. Cesetlere aynı şekilde yerleştirilmiş. | Open Subtitles | نفس نوع السلاح الجثث متموضعين بنفس الطريقه |
| Aracınıda aynı şekilde kullanmalısın. Mükemmel kullan. | Open Subtitles | اذن، فقط قد سيارتك بنفس الطريقه قدها بلطف |
| Altı ay önce Yashoda ablam da aynı şekilde kaybolmuştu. | Open Subtitles | قبل ست شهور اختفت ياشودا ديدا بنفس الطريقه |
| bu konuda harika bir geçmiş performansımız var ve aslında şuanda şeffaf olma ve şeffaflık raporu yayınlama üzerine bir planımız var, aynı şekilde internet şirketlerine de şeffaflık raporları yayınlamaları için izin verilecek. | TED | لدينا سجل جيد في هذا الشأن, ونحن في الواقع نعمل على اقتراح الان لنكون شفافين و نقدم تقارير شفافيه بنفس الطريقه التي تقوم شركات الانترنت بنشر تقارير شفافيه عن نفسها. |
| Herkese aynı şekilde bakıyordu. | Open Subtitles | كان ينظر الى الجميع بنفس الطريقه |
| Müzik setinin içine de aynı şekilde girer. | Open Subtitles | بنفس الطريقه التى يدخل بها الى مسجلك |
| Bana aynı şekilde yardım etmeni istiyorum... | Open Subtitles | أريدك أن تساعدنى بنفس الطريقه التى |
| Hayata bir bulmaca dersek değerine de büyüklüğüne de aynı şekilde karar vermek gerekir. | Open Subtitles | لو الحياه تشبه الكلمات المتقاطعة... اذن قيمتها,عظمتها ينبغي ان يحكم عليها بنفس الطريقه. |
| Gilbert Radburn benden önce kaptı, o da aynı şekilde mağarayı arıyor. | Open Subtitles | إن (جيلبرت رادبيرن) سبقني إليه,بنفس الطريقه التي يحاول فيها البحث عن الكهف |
| Bebeği Noel'den kurtulmak için kullanıyorsun aynı şekilde memelerini kullanarak petrol ofisi çalışanından bedava patlayan şeker aldığın gibi. | Open Subtitles | أنت تستغلي الطفل لتتركي الكريسماس بنفس الطريقه التي أستخدمِ فيها أثدائك للحصول علي صخور مفرقعه مجاناً من محطه الغاز , لا أقوم بعمل أعتذار عن هذا |
| Bu insanlar da muhtemelen aynı şekilde hissediyorlardır. | Open Subtitles | هولاء الناس ربما يشعرون بنفس الطريقه |