| Evet, bizim çocuk telefonunu almış ve yanlışlıkla kilit şifresini değişmiş. | Open Subtitles | نعم , طفلنا لعب بهاتفها وغير كلمة المرور عن طريق الخطأ |
| İşin garip tarafı, cep telefonunu aradın, ofis telefonunu değil. | Open Subtitles | الغريب أنّك اتّصلت بهاتفها النقّال لا بهاتف مكتبها |
| Peki başım neden arkadaşınız akıllı telefonuyla içeri girdiği dakikada zonklamaya başladı? | Open Subtitles | فلماذا إذاً بدأ رأسي يعصف بالدقيقة التي دخلت بها صديقتك بهاتفها الذكي؟ |
| telefonuyla zanlılardan birinin fotoğrafını çekip yayıncı kuruluşa göndermiş. | Open Subtitles | لكنها إلتقطت صورة بهاتفها وأرسلتها إلى مكتبها |
| Ayrıca kızı telefonunun wi-fi'ını ve bluetooth'unu kapatacak kadar akıllı. | Open Subtitles | وهي ذكيّة بما يكفي لإبقاء شبكتها اللاسلكيّة والبلوتوث بهاتفها مُقفل. |
| - Cepten ulaşmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول أن أتصل بهاتفها |
| Aile üyeleri üç gündür cep telefonuna ulaşamıyor. | Open Subtitles | بعد الإتصالات المتكررة بهاتفها المحمول التي لم يُجب عليها منذ 3 أيام لقد لغيت الإكس بوكس |
| O zaman neden telefonunda orada olduğu gösteren bir bilgi yok? | Open Subtitles | إذا لما لا يوجد اي سجل بهاتفها بانها كانت هناك؟ |
| Cep telefonundan aramayı denedim ama telesekretere yönlendirdi. | Open Subtitles | حاولتُ الإتّصال بهاتفها الخليوي، ولكن يذهب مباشرة إلى البريد الصوتي |
| Manhattan'da kendi telefonunu açan hangi kadını arıyor ki? | Open Subtitles | من تكون الإمرأة التي يتصل بها في مانهاتن وتجيب بهاتفها الخاص؟ |
| Randevusundan sonra geri gelmeyince cep telefonunu aradım. | Open Subtitles | عندما لم ترجع بعد موعدها قمت بالإتصال بهاتفها الخلوي |
| Oradayken telefonunu arayabilirdim. | Open Subtitles | كان علي أن أتصل بهاتفها عندما كنتُ عِندها |
| Onun için telefonunu saklamamı istemesine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنها طلبت منّي الاحتفاظ بهاتفها من أجلها. |
| Bindirdikleri otobüsten bana mesaj attı, cep telefonunu bile yanına almasına izninin olmadığından bahsetti. | Open Subtitles | راسلتني من الحافلة الّتي وضعوها فيها و بعدها قالت بأنّه ليس مسموحاً لها . بأن تحظى بهاتفها المحمول إلى حيثما ستذهب |
| O telefon tam bir atom bombası. telefonuyla kendisini beceren bütün erkelerin resmini çekmiş. | Open Subtitles | هذا الهاتف قنبلة ذرية - صورهم جميعاً بهاتفها اللعين - |
| Onun telefonuyla, 81 megahertzde emf sinyalleri değiştiriyordu. | Open Subtitles | - بهذا انها تحول الاشارات الكهرومغناطيسيه بهاتفها الى 81 ميغاهرتز |
| Cep telefonuyla fotoğraf çekiyordu. | Open Subtitles | أنها تقوم بالتقاط الصور بهاتفها |
| telefonuyla Face Time kullanıyordu. | Open Subtitles | كانتتستخدمفيستايم بهاتفها |
| Castle, kadının telefonuyla oynamayı kes | Open Subtitles | -كاسل) ، توقف عن اللعب بهاتفها) |
| Belki de telefonunun üstünden otobüs geçmiştir. | Open Subtitles | ربما اصطدم اتوبيس بهاتفها. |