"بها أكثر من" - Traduction Arabe en Turc

    • fazla
        
    Burası, şehrin 70.000'den fazla en fakir sakininin yaşadığı yer. TED التي يعيش بها أكثر من 70 ألف من فقراء المدينة.
    Bu odada 4000'den fazla petrole bulanmış penguen vardı. TED التي كان بها أكثر من 4000 بطريق يغطيه النفط
    New York'ta şu anda 150'den fazla erkeğin ve 6 kadının anıtı var ve hâlen köle sahiplerini kamusal alanda kabul ediyor. TED لذا مدينة نيويورك الآن بها أكثر من 150 تمثال للرجال وستة للنساء وحالياً يعترف بهم أصحاب الرقيق في الأماكن العامة.
    Hangi duyguları zar zor hissettiğinize veya çok fazla hissettiğinize bakın ardından bu zirveleri azaltmaya doğru adım atın. TED وراقِب المشاعر التي بالكاد تشعُر بها، أو ربما تشعُر بها أكثر من اللازم واعمَل على الوصول إلى التوازُن.
    650'den fazla kablosuz iletişim şirketi mevcut, ki bunlardan 100 kadarı kablosuz sağlık uygulamaları üzerine çalışıyor. TED يوجد بها أكثر من 650 شركة مختصة في اللاسلكي، 100 من بينها أو أكثر تعمل في الصحة اللاسلكية.
    Çok daha fazla sevişmek isterdim. Open Subtitles مثل أليكس, أقوم بها أكثر من الازم غالباً
    Bence insanlar olması gerektiğinden fazla önem veriyorlar. Open Subtitles أعتقد أن الناس يهتمون بها أكثر من اللازم
    Bir nevi. Çevresindekilere karşı, gören birinden daha fazla hassaslaşıp durdurulamaz bir düşman haline gelmiş olabilir. Open Subtitles إنها أكثر حساسية لما يحيط بها أكثر من الشخص الذى يرى
    Şimdiye kadar birlikte 500'den fazla baypas ameliyatı yapmışlar. Open Subtitles قاموا بها أكثر من 500 مرة وهي جراحة تدبيس المعدة
    Geminin birden fazla motoru var. Başla bakalım. Open Subtitles المركبة يوجد بها أكثر من محرك واحد , حصلت عليه
    Elbette. Hindistan'da yarım milyardan fazla kadın yaşıyor. Open Subtitles بالتأكيد، الهند بها أكثر من نصف مليار امرأة
    "Tutku" birden çok heceye sahip, çok fazla konuşma. Open Subtitles العاطفة، كلمة بها أكثر من مقطع طويلة أكثر من اللازم
    Elinizde daha fazla tutamayacağınızı hissediyorum. Open Subtitles أشعر بأنك لن تضطر للاحتفاظ بها أكثر من هذا
    Daha fazla gurur duyamazdık onunla. Open Subtitles ولكنها استجمعت قوتها واستمرت لا يمكننا أن نكون فخورين بها أكثر من هكذا
    Biliyor musun, bu şehirde 1800'den fazla polis güvenlik kamerası var. Open Subtitles أتعلمين أن هذه المدينة بها أكثر من 1800 كاميرا مراقبة تابعة للشرطة
    Bununla uygulama satın alabiliyor ve bu uygulamaların içinde de başka şeyler satın alabiliyorsunuz, Ama Amazon'u düşünüyorsunuz gösterdiğim güven barometresine bakıyorsunuz. Bu barometreye göre insanlar işletmelere güvenmeye başlıyorlar. Özellikle de inandıkları ve hükümetlerden daha fazla güvendikleri işletmelere. TED مما يمكنك من شراء تطبيقات وغيرها لكن اذا فكرت في امازون فأنت تنظر إلى مقياس الثقة الذي عرضته من أن الناس بدأو يثقون بالشركات خصوصاً الشركات التي يثقون بها أكثر من ثقتهم بالحكومات
    Buna fazla zamanımı harcamadım düşünmek için bir sonraki yıla kadar, bu olay tekrarlanana kadar, ve sonraki yıl da tekrarladı, bir sonraki de, ve sonrasındaki de. TED ثم اختفوا. ولم أفكر بها أكثر من ذلك إلى العام التالي، حين حدث نفس المشهد مرة أخرى، ثم في السنة التالية، ثم في السنة التالية لها.
    Bazen bir adamın öksürüğü, söylediklerinden fazla şey öğretir. Open Subtitles أنك تستطيعين معرفة المرء من الطريقة التي يسعل بها... أكثر من الطريقة التي يتحدث بها.
    Bunları 1 günden fazla saklayamazsın, ...ama yine de işte. Open Subtitles لن تستطيع أن تحتفظ بها أكثر من يوم.
    O yüzden, bu sefer düşündüm ki, belki bensiz daha fazla eğlenirsin. Open Subtitles لذا، هذه المرّة اعتقدت ربّما، تعلمين... يُمكنك أنْ تستمتعي بها أكثر من دوني.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus