| Neredeyse Frank'i arayıp burada olduğumuzu söyleyeceğim. - Çok şaşırırdı. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل لو اتصلنا به وأخبرناه بوجودنا هنا |
| Efendim, burada olmaktan ne kadar memnun olduğumuzu söylemek isterim. | Open Subtitles | أريد أن أخبرك سيدي كم نحن سعداء بوجودنا هنا |
| Orada olduğumuzu bilmeyecekler ki. Alarm sistemi bozuldu sanacaklar. | Open Subtitles | لن يعلموا بوجودنا هناك سيظنون بأن نظام الإنذار تعطّل |
| Ya varlığımızı sezer ve insan etine aç uyanırsa? | Open Subtitles | ماذا لو شعر بوجودنا واستيقظ جائعاً للحم البشري؟ |
| Sizinle pek ilgisi yok albayım. Yine de birliğiniz bizim varlığımızdan haberdar olsun istedik. | Open Subtitles | لا يجب أن تهتم لهذا يا سيدي نحن فقط نخطرك بوجودنا في المنطقة |
| Geri geldiğinde, biz daha davranmadan, burada olduğumuzu anlar. | Open Subtitles | عندما يعود , سيعرف بوجودنا قبل أن نتمكن من الهرب |
| Kimse Springfield'da olduğumuzu bilmiyor, ve böyle devam etmesini istiyoruz. | Open Subtitles | لكن انظر ، لا أحد يعلم بوجودنا هنا ونريد أنّ نبقي الأمر على هذا النحو |
| Sence bizim burada olduğumuzu biliyorlar mı? | Open Subtitles | هل تعتقدين بأنهم يعرفون بوجودنا هنا أساساً؟ |
| Finnegan burada olduğumuzu biliyor. Onun için bir maç gibi. | Open Subtitles | فينجن يعلم مسبقاً بوجودنا إنها لعبة بالنسبة له |
| Burada olduğumuzu kimse bilmiyor. Sakin ol. | Open Subtitles | نحن في أمان , لا أحد يعلم بوجودنا هنا , استرخي و حسب |
| Güvendeyiz. Burada olduğumuzu kimse bilmiyor. | Open Subtitles | نحن في أمان , لا أحد يعلم بوجودنا هنا , استرخي و حسب |
| Arabayı her kim kullanıyorsa, bizim burada olduğumuzu biliyordu. | Open Subtitles | الشخص الذى كان يقود السيارة يعلم بوجودنا هنا |
| Gizlice girip, sorunu bulacağız. Avcılar burada olduğumuzu anlamayacaklar. | Open Subtitles | سوف نتسلل، و نجد المشكلة لن يشعر الصيادون أبداً بوجودنا |
| Hareket ediyordu, canlıydı. Orda olduğumuzu biliyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تتحرك ، لقد كانت حية إنها تعرف بوجودنا هنا |
| Burada olduğumuzu öğrenirse neler yapar bilemiyorum. | Open Subtitles | إن علم بوجودنا هنا، فلا أعرف ما قد يفعله |
| Bugün bölgeye birisi gelseydi, bizim varlığımızı hissederdi. | Open Subtitles | حتى و لو كان هنالك شخص خارج هذه المنطقة بالكاد يستطيع أن يشعر بوجودنا |
| Aslında varlığımızı, bir yerde karadeliklere borçluyuz. | Open Subtitles | لن نكون هنا نحن مدينون بوجودنا للثقوب السوداء |
| Burada misal bir fikir var. Farz edelim ki dünya bizim varlığımızı biliyor. | Open Subtitles | على سبيل المثال ، هناك فكرة تفترض بأنّ العالم يعرف بوجودنا |
| Balkonda yatan bu hasta kadın bizim varlığımızdan habersiz. | Open Subtitles | تلك المرأة في الشرفة غير مدركة بوجودنا |
| Devletin varlığımızdan haberi bile yok. | Open Subtitles | هذه الأمّة لا تعلم بوجودنا حتى |
| Şu Kırmızı Urbalı davulcu çocuklar o kadar çok şamata ediyorlardı ki biz sığırlarla birlikte içeri girene kadar garnizon orada olduğumuzun farkına varmadı. | Open Subtitles | اولائك الجنود كانوا في خضم الضوضاء الحمايه لم يعلموا بوجودنا نحن والماشيه حتى دخلنا |
| - Meksika'da olduğumuz için aklımızı kaçırmış olmalıyız. | Open Subtitles | -أعتقد أننا قد أصابنا الجنون بوجودنا هنا فى المكسيك |
| En önemlisi, onları varlığımızın farkında olduklarını gösterecek şekilde yaptık. | TED | والأكثر أهمية، نحن نجعلهم يظهرون لنا أنهم عارفون بوجودنا. |