| O dua ederken onu öldürmek ve biz Poseidon kızdırdı risk. | Open Subtitles | اقتل لها في حين تصلي، و فإننا نخاطر بإثارة غضب بوسيدون. |
| - Lanet olsun adam Poseidon hurdalığa atılmak için fazlasıyla iyi. | Open Subtitles | أمرك بذلك ان بوسيدون سفينة فاخرة و يجب الا تدفعها بسرعة الى باحة الخردة فى اخر رحلاتها |
| Poseidon onu baştan çıkardı. Afrodit tapınağında seviştiler. | Open Subtitles | ولقد أغواها بوسيدون ومارسوا الحب في معبد افروديت |
| Kader tanrısı ve Zeus, Hera, Poseidon ve Hades'in babasıydı. | Open Subtitles | كان اله القدر واصبح اباً لزيوس ، هيرا ، بوسيدون و هاديس |
| Poseidon'a bir adak. Yunanlılar eve güvenli dönüş için dua ediyor. | Open Subtitles | هذه هدية للاله بوسيدون, ان اليونانيين يدعونه لتكون رحلتهم لوطنهم هادئة وامنة |
| Poseidon'un üç dişli mızrağını kullanmazsanız daha iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل عدم استخدام المياه شبه بوسيدون لترايدنت |
| Her bir duvar için dört tane Poseidon marka hidrolik cendere satın aldı. | Open Subtitles | لـقد اشترى أربعة بوسيدون مكابس هيدروليكية، واحـد لـكل جـدار في الغـرفة |
| ...oğlu Apollo ve kardeşi Poseidon ağır iş cezasına mahkum edilirler. | Open Subtitles | حكم على ابنه أبوللو و أخيه بوسيدون بالأشغال الشاقة |
| Böylece Zeus'un Apollo ve Poseidon'u cezalandırması duvarların nasıl var olduğunu açıklamalarına yardımcı oldu. | Open Subtitles | لذا عزوا بناءها إلى عقاب بوسيدون و أبوللو كنوع من تفسير وجودها |
| Poseidon, Medusa için geldiğinde, Medusa Athena'nın Tapınağı'na kaçtı. | Open Subtitles | كانت ميدوسا بارعة الجمال فيما مضى جميلة جداً لدرجة أنها أغرت بوسيدون |
| Tüm eski ve mevcut balıkçıları, yengeç avcılarını, karides avcılarını, Poseidon'un arkadaşlarını, denizden çıkan her türlü adamı 35,000 üstü borcu olanların listesiyle karşılaştırdım. | Open Subtitles | لقد قمت بالتحقق من كل الصيادين المرخصين الحاليين و السابقين صيادو السلطعون, صيادو الروبيان, اصدقاء من بوسيدون |
| Poseidon'un tedavisini arayan bir grup cüzamlı var. | Open Subtitles | هناك مجموعة من مرضى الجذام بسبب التماس العلاج بوسيدون. |
| Zeus ve Poseidon gibi gerçekten bir Tanrı mı? | Open Subtitles | إنه إله بحق مثل زيوس أو بوسيدون زيوس كبير ألهة الأولمب ، بوسيدون إله البحار في الأساطير الأغريقية |
| Poseidon, Ramal'ı kaçırmamız için getirdi bizi buraya ama sonra da bizi terk etti. | Open Subtitles | بوسيدون وضعنا هنا لإخراج أبو رمال لكنه تخلى عنا بعدها |
| - Öylece pes edip, Poseidon'un bizi yenmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا الاستسلام فحسب وندع "بوسيدون" يهزمنا- ابو رمال ؟ |
| Kral Minos'un karısı Pasiphaë, kralın değerli boğasına âşık olmasından ötürü, Poseidon tarafından lanetlenmişti. | TED | فقد لعن الإله بوسيدون زوجة الملك مينوس "باسيفاي" لتسقط في حب ثورٍ أهداه إياه الملك. |
| Doğru, büyük Tanrı Poseidon. | Open Subtitles | هذا صحيح سيد روغو الاله الكبير بوسيدون |
| Görüyorsunuz, Poseidon gerçek bir gemi değil. | Open Subtitles | أترى ليست بوسيدون سفينة حقيقية |
| Ben S.S. Poseidon'un kaptanı Harrison. | Open Subtitles | هنا القبطان هاريسن من السفينة بوسيدون |
| Saygıdeğer Poseidon sana bir deniz fırtınası çıkarmanı emrediyorum. | Open Subtitles | سيّدي,بوسيدون... أنا امّرك بأن تطلق... الريح والبحر |