| İkincisi, daha önce birinci diye söylediğim şey yani. Pusulamı geri almak istiyorum. | Open Subtitles | إذًا، المطلب الثاني بعد المطلب الأوّل، أريداستعادة بوصلتي |
| İkincisi, daha birinci diye söylediğim şey yani. Pusulamı geri almak istiyorum. | Open Subtitles | إذًا، المطلب الثاني بعد المطلب الأوّل، أريداستعادة بوصلتي |
| Biri Pusulamı çalarsa diye her zaman yanımda tutarım. | Open Subtitles | أجل، لطالما أتركها في جيبي في حال أحدهم قام بسرقتي بوصلتي. |
| Lazerim hiçbir noktayı göstermiyor. Daha da tuhafı pusulam dönüyor. | Open Subtitles | مُؤشر الليزر هذا لا يصل إلى الجانب البعيد، والأمر الأكثر غرابة، بوصلتي تدور حول نفسها. |
| Yar, düzenli bir din olmadan, ruhsal pusulam yönünü şaşırdı. | Open Subtitles | أجل، بدون جمعيات دينية فقدت بوصلتي الأخلاقية |
| İçimdeki pusula sürekli Bay Yanlış'ı gösteriyor gibi. | Open Subtitles | كأن مؤشر بوصلتي الداخلية تتوجه مباشرة نحو "السيّد الخطأ". |
| Pusulamı unuttum, getirir misin dostum? | Open Subtitles | ..نسيت بوصلتي هلا جلبتها من أجلي يا صاح؟ |
| Çalışmak için Pusulamı alıp kitaptaki yere koydum. | Open Subtitles | لقد استخدمت بوصلتي. وضعتها في القطع الموجود في الكتاب. |
| pusulam kırıldı. "Dragon Araştırma"yı bu yüzden artık kullanamam. | Open Subtitles | لقد كُسرت بوصلتي "لذا لا استطيع استخدام تقنية "السّعي إلى التّنّين |
| Benim pusulam çalışıyor. | Open Subtitles | بوصلتي تعمل بشكلٍ جيّد |
| Hayır, hayır, hayır, hayır. Memur Wilson, o benim pusulam. | Open Subtitles | لا، لا، لا، لا الضابط (ويلسون) سيكون بوصلتي |
| Sana dedim, burada burada pusula bırakamam. | Open Subtitles | لقد اخبرتكَ, لا يمكنني ترك بوصلتي هنا |
| Burada bir pusula bırakamam, Manduca. | Open Subtitles | لا يمكنّي ترك بوصلتي هنا. |