| Ben bir çevre bilimciyim ve karmaşıklık üzerine çalışıyorum ve onu seviyorum. | TED | انا عالم بيئي .. انا ادرس التشعب .. وانا احب التشعب |
| Ben bir çevre bilimciyim, çoğunlukla mercan resifleri alanında bir çevre bilimci. | TED | أنا خبير بيئي خبير شعب مرجانية في المقام الاول |
| Dolayısıyla projelerde her zaman güçlü bir ekolojik bileşen var. | TED | لذا هناك دومًا مكوِّن بيئي قوي في هذا المشروع. |
| Önemli bir Çevresel değişim olması için 10.000 sene geçmesi gerekebilirdi, bu süre boyunca yeni bir davranış şekli gelişebilirdi. | TED | يمكنها أخذ 10 ألاف سنة ليكون هناك تغير بيئي ملحوظ، وخلال هذه الفترة من الزمن تكون قد طورت سلوكا جديدا. |
| senin gibi radikal bir çevreci için tüm bu gece seni tatmin etmiş olmalı. | Open Subtitles | بالنسبة لشخص متطرف بيئي مثلك لابد أنكِ حصلتي على متبرع بالبظر |
| O ağacı kesiyorsunuz ve yağmur ormanları bir ekosistem olarak çöküyor. | TED | إذا قطعت تلك الشجرة ، فإن الغابات الممطرة جميعا تنهار كنظام بيئي. |
| Bir solunum krizini tetikleyecek genetik veya Çevresel bir etken olup olmadığını öğrenmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | نريد أن نعرف بوجود أي سبب وراثي أو بيئي أثار ذلك الالتهاب المفاجئ |
| Çocuklar, kanalizasyon hassas bir ekosistemdir. | Open Subtitles | أترون أيّها الأولاد؟ مياه المجاري نظام بيئي هش |
| Biliyoruz ki, çevre memuru olarak, elimde gerçek bir güç yok, ama sembolik bir jest olarak, size bu makbuzu veriyorum. | Open Subtitles | من الواضح, كحارس بيئي ليست لدي أية صلاحيات لكن يمكنني أن أعطيك هذا الاقتباس كبادرة رمزية فقط |
| çevre mühendisi, emlak projeleri için danışmanlık yapıyor. | Open Subtitles | مهندس بيئي يقوم بالاستشارات على المشاريع العقارية |
| İşte bu yüzden, çevre araştırması yapması için uzman bir bilimadamı tuttum. | Open Subtitles | لهذا السبب انا عينت عالم غير متحيز لان ينجز بحث بيئي . |
| Bu bir çevre değerlendirme raporu, gerçi bu Northern Superior Madencilik karşı çok yağ çekmiyor. | Open Subtitles | إنه تقرير بيئي وليس في صالح الشركة الشمالية للتعدين أليس كذلك؟ |
| yok olma tehlikesi altındaki bir türü içi doldurulmuş hayvanla temsil ederek ekolojik bir protestoda bulunmak kendi içinde olağanüstü bir çelişki yaratıyor. | Open Subtitles | لتقديم حيوان مهدّد بالانقراض كاحتجاج بيئي يعتبر تناقضاً تاماً. |
| O kapıdan girenler devam eden ekolojik saldırı suçuna ortak oluyorlar. | Open Subtitles | وجميع الذين مروا بها متواطئون بهجوم بيئي جارٍ |
| Çevresel yıkım, kaynakların boşa harcanması, gereksiz rekâbet ve savaş. | Open Subtitles | دمار بيئي ، مصادر مهدرة ، منافسات بلا جدوى والحروب |
| Tüm sistemlerin baş etmek zorunda olduğu Çevresel güçlük kaynaklardır, onları bulmak ve toplamak. | TED | هنا تحدي بيئي آخر على جميع الأنظمة التعامل معه وهو الموارد، إيجادها وجمعها. |
| Araştırmada burada çevreci bir oluşumdan bahsediyor mu? | Open Subtitles | هل هناك بحث يشير عن وجود أخصائي بيئي هنا؟ |
| Bu ekosistem çöktüğü zaman büyük bir ekosistemi de kendiyle sürükleyebilir, tıpkı atmosferimiz gibi. Öyleyse, bununla ilgili ne yapabiliriz? | TED | وعندما ينهار ذلك النظام البيئي ، قد ينهار نظام بيئي أكبر معه. مثل غلافنا الجوي. إذا ماذ سنفعل تجاه ذلك ؟ ماهو الحل ؟ |
| Bir solunum krizini tetikleyecek genetik veya Çevresel bir etken olup olmadığını öğrenmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | نريد أن نعرف بوجود أي سبب وراثي أو بيئي أثار ذلك الالتهاب المفاجىء |
| Suçlu yeraltı dünyası karmaşık bir ekosistemdir. | Open Subtitles | العالم الأجرامي الداخلي هو نظام بيئي معقد |
| - Evet. - Beş yıldızlı doğa dostu bir otel. | Open Subtitles | ـ أجل ـ أنه فندق خمس نجوم بيئي |
| Yani tüm adayı tek bir ekosisteme değiştiriyorlar. | TED | وبذلك يتم تحويل الجزيرة الى نظام بيئي موحد |
| Ben bir grafiti sanatçısı ve eylemcisiyim ve benim sanatım sosyal, Çevresel ve politik temelli. | TED | أنا فنان جداريات وناشط وفني هو فن اجتماعي، بيئي وذو طابع سياسي. |