| O benim bir sonraki hamlem olacak: yeniden döşenmiş bir çiftlik evi, şehire çok uzak ve çok yakın olmayan. | TED | ستكون هذه الخطوة التالية، بيت ريفي جديد، ليس بعيدا جدًا ولا قريبا جدًا من المدينة. | 
| Kasabanın kıyısında gözden ırak bir çiftlik evi. Kahraman kızımız kapıya doğru yürür. | Open Subtitles | بيت ريفي معزول على حافة البلدة بطلتنا تمشي إلى الباب | 
| Köyün diğer tarafında terk edilmiş bir çiftlik evi varmış. | Open Subtitles | هناك بيت ريفي مهجور في الجانب الآخر من القرية | 
| Peder Ray muhtemelen benimle pek de gurur duymuyordur ama öte yandan Peder Ray'in bir kır evi de yoktur. | Open Subtitles | الأب راي من المحتمل لَيسَ فخوراً بي ولكن من الناحية الثانية، الأب راي ليس لديه بيت ريفي | 
| Baban ise müteahhit ve bir çiftlik evinde yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | والدك يعمل بأعمال البناء وأنت تسكن في بيت ريفي , كيف أبليت؟ 229 00: 19: | 
| Kasabanın kıyısında gözden ırak bir çiftlik evi. | Open Subtitles | بيت ريفي معزول على حافة البلدة | 
| Adamın sanat eserleriyle dolu bir çiftlik evi vardı. | Open Subtitles | لديه بيت ريفي ملئء بالفنون المسروقة | 
| Annem buranın bir çiftlik evi olduğu söyledi. | Open Subtitles | قالت أمي انه بيت ريفي | 
| Montpellier'de güzel bir çiftlik evi satın alırız. | Open Subtitles | سنشتري بيت ريفي فى (مونتيبليير). | 
| çiftlik evi. | Open Subtitles | ! بيت ريفي | 
| "Sevişgen Holmes" "Baker Sokağı'nda Gecede Yedi Kere" "Şapkayı Taktırdı Bana" Kendime bir kır evi alacağım. | Open Subtitles | سأتري بيت ريفي | 
| Bir çiftlik evinde yaşıyorduk bir kaç hayvanımız vardı, kendi yiyeceğimizi yetiştiriyorduk ve çocuklarımız vardı. | Open Subtitles | كنا نعيش في بيت ريفي نملك بضع حيوانات، و غذاءنا الخاص و كان لدينا أولاد؟ | 
| Uzak bir çiftlik evinde görülmüş. | Open Subtitles | لقد تم ملاحظتها فى بيت ريفي بعيد |