|             Eğer Billie burada kalacak yer ayarlamasa hala dolanıyor olurdum.             | Open Subtitles |              لكنت كذلك لو أن بيلي لم تسمح لي بالأقامة هنا             | 
|             Risk altında çok şey var, Billie ve sadece sen ve Christy durdurabilirsiniz.             | Open Subtitles |              الكثير على المحك ، بيلي ، وأنت الوحيدة مع أختكِ الذين تستطيعون إيقافه             | 
|             Dr. Bailey, Huevelmans Gölü'nde kaybolan tek kişi değil iki hafta önce bir izci grubu fosil araştırması için buradaymış.             | Open Subtitles |              الدّكتور بيلي ليس الشخص الأول للذهاب فقدان من بحيرة هويفيلمانس مؤخرا. قبل أسبوعين، قوّات كشّاف كان خارج صيد متحجّر هنا.             | 
|             Belki beni Preston Bailey ve Sylvia Weinstock'un arasına sıkıştırabilirsin?             | Open Subtitles |              ربما يجب أن تقربي بين بييستون بيلي و سيلفيا وينستوك؟             | 
|             Belle Jolie için çok iyi bir iş yaptığını söylüyorum sadece.             | Open Subtitles |              كل ما أقوله هي انها عملت عملاً رائعاً على بيلي جولي             | 
|             Belly'nin emekliye ayrıldığını ve yerine gelen adamın işe yaramadığını duydum.             | Open Subtitles |              أتعلم ، لقد سمعتُ أن بيلي تقاعَد و البدائل ليست المرجوّة             | 
|             Ama bizi oraya götüren kadın, Billie Trump aralarında yok.             | Open Subtitles |              ولكن المراه التي قادتنا لهناك بيلي ترومب ليست من بينهم             | 
|             Şimdi Billie Jean King Liderlik İnisiyatifi ile neler başarmak istiyorsunuz?              | TED |              ما الذي تسعين لتحقيقه الآن من خلال مبادرة بيلي جين كينغ القيادية؟              | 
|             PM: Billie, senin hikâyen her yerdeki pek çok kadına ilham verdi.              | TED |              بات: ألهمت قصتك بيلي العديد من النساء في كل مكان.              | 
|             Şimdi de Billie Jean King Liderlik İnisiyatifi ile, daha da büyük bir amaca taşıyorsunuz.              | TED |              والآن بمبادرة بيلي جين كينغ القيادية، تتبنين قضية أكبر.              | 
|             Billie, bölgen temiz Rattler'a bi göz at. Onları gördüm.             | Open Subtitles |              " بيلي " منطقتك خالية تفقد حال " راتلير "             | 
|             Billie LaPierre onu görmek istiyor.             | Open Subtitles |              بيلي لابير يسأل عنه. هي تحصل على الشيء للقول.             | 
|             Meğer o bebek Bailey'nin en sevdiği bebekmiş, ben de çok üzüldüm tabii.             | Open Subtitles |              حسناً, لم أعي بأنها كانت دمية بيلي المفضلة وبت أشعر بالأسف حيال ذلك             | 
|             Bailey Downs sakinleri vakit yaklaşıyor ve Noel için geri sayıyoruz!             | Open Subtitles |              بيلي داونز، أنه يقترب هناك ونحن نعول وصولا الى عيد الميلاد             | 
|             Bailey'i ön tarafa getirmelerini söyleyin.             | Open Subtitles |              وان يجعلوا اشياء بيلي في الجزء الأمامي من الطابور بهم.             | 
|             Bailey saçmalığı derken uygar dünyanın kıskandığı muhteşem İngiliz yapımı köprüden bahsettiğini sanıyorum.             | Open Subtitles |              عند الإشارة إلى بيلي الاحمق أنا أعتبرتك تقصد أنه جيد الصنع كالبريطانين الذين بنوا الجسر وهو موضع حسد من العالم المتحضر             | 
|             Dr. Bailey ABD Ormancılık Servisi'nde çalışıyor.             | Open Subtitles |              الدّكتور بيلي الأعمال لخدمة علم الغابات الأمريكية.             | 
|             Bu gece seninle birlikte, Belle'in yerinde olduklarına yemin eder misin? Bana inanmıyorsan Belle'e sorabilirsin.             | Open Subtitles |              هل تقسم على إنهما كانا معك الليلة عند بيلي ؟             | 
|             Belly ve ben gençken düzenli olarak yüksek miktarda LSD kullanırdık.             | Open Subtitles |              حين كنت أنا و(بيلي) شابين، كنا نتناول كميات كبيرة من المخدرات.             | 
|             Belki domuz rostosu Pelle. Üzümlü domuz rostosu.             | Open Subtitles |              ربما سنأكل لحم الخنزير المشوي بالزبيب يا بيلي             | 
|             Yani sen biraz önce gördüklerimizin Simon ve Bayan Paley olduğunu söylüyorsun. - Evet.             | Open Subtitles |              اذن فأنت تقول اننا شاهدنا للتو سايمون و السيدة بيلي             | 
|             - Billy'ye iyi geceler dile. - İyi geceler, Billy.             | Open Subtitles |              الآن تمنى لبيلي ليلة سعيدة ليلة سعيدة بيلي ..             | 
|             - Gidip biraz alırım. - Bill, saçmalama.             | Open Subtitles |              سأذهب لشراء بعضا منه بيلي ، لا تكن سخيفا             | 
|             Bana bunu hatırlatmak zorunda değilsin. Billy'nin babası da polisti.             | Open Subtitles |              .لا داعي انت تذكرني .لقد كانو والد بيلي شرطيا ايضا             | 
|             Benny, sadece dişi örümcekler kendisinden 20 kat daha ufak bir erkekle flört eder.             | Open Subtitles |              -يا بيلي إن إنثى العنكبوت فقط تواعد ذكراً -هي أكبر من حجمه بعشرين مرة             | 
|             Özellikle benim mahkememde. Ya beni yalnız bırak ya da Billy'nin seni o golf arabasıyla bırakmasını sağlarım.             | Open Subtitles |              اتركني و شأني و الا سأجعل بيلي يدهسك بعربة الجولف             | 
|             sardı, Billy keseli sıçanı kartpostalları, rozetleri, kahvenizin sütü için ibrikleri,              | TED |              من حمى الابوسيم. أصبح هناك بطاقةات بريدية لأبوسيم بيلي وأزرار أبوسيم بيلي وأباريق أبوسيم بيلي للكريمة              |