İngiltere, Almanya'nın müttefiği Türkiye'nin yıkılmasını için uğraşırken kendisi de hassas bir bölgeye sahipti, Hem de burnunun dibinde. | Open Subtitles | بينما كانت بريطانيا ترعى التخريب ضد حلفاء ألمانيا فقد كان لها نقاط ضعفها أيضاً وعلى عتبة أبوابها تماماً.. |
Hem de, inadı bırakıp evine dönerek onu kurtarmak dururken? | Open Subtitles | بينما كانت أمامك الفرصة لإنقاذها و العودة لمقركم؟ |
Üstelik öylesine yüce ve bencillik dışı bir amacı varken. | Open Subtitles | بينما كانت دوافعه غير انانية ونبيلة للغاية |
Fırsatınız varken kendinizi öldürtmeliydiniz. | Open Subtitles | كان يجب أن تتركا أنفسكما تقتلان بينما كانت لديكما الفرصة |
Kanguru onu küçümsemeye devam ederken. | Open Subtitles | إذاً , بينما كانت الكنغر واقفة تهزأ و تسخر |
Kanguru onu küçümsemeye devam ederken. | Open Subtitles | إذاً , بينما كانت الكنغر واقفة تهزأ و تسخر |
Blade'in annesi hamile olduğu sırada bir vampirin saldırısına uğramıştı. | Open Subtitles | ام "بليد" هوجمت من مصاص دماء بينما كانت تنجبه. |
Hem de, inadı bırakıp evine dönerek onu kurtarmak dururken? | Open Subtitles | بينما كانت أمامك الفرصة لإنقاذها و العودة لمقركم؟ |
Hem de o korkunç kadın o sözleri söylerken. | Open Subtitles | بينما كانت تلك المرأة المقيتة تقول تلك الأشياء؟ |
Hem de yardım almadan. | Open Subtitles | أن تطرحه أرضاً و تثبته بينما كانت تضربه حتى الموت... بدون مساعدة؟ |
Hem de kampanya dağılırken. | Open Subtitles | بينما كانت الشركه تتفكك جزئياً |
Peki neden beklediniz? Neden fırsatınız varken yapmadınız? | Open Subtitles | لماذا إنتظرت بينما كانت الفرصة متاحة أمامك؟ |
Teşekkürler evlat. Ben... Buraya gelmemen için birçok nedenin varken geldin. | Open Subtitles | شكراً لكَ يا بنيّ، لقد أتيت إليّ بينما كانت لديك أسباب كثيرة ألّا تأتي. |
Şansı varken birkaç kişinin taşaklarına tekmeyi basmalıydı. | Open Subtitles | كان عليه ركل بعض المجانين بينما كانت له الفرصه |
Neden phoenix taşı işkence edecek bir sürü seçeneği varken gidip annemi cehennemimde bir karakter yaptı. | Open Subtitles | لمَ جعل حجر العنقاء من أمي شخصيّة في جحيمي المُزمع بينما كانت لديه خيارات أخرى كثيرة ليختار منها؟ |
Ama çok fazla içtiler ve Tina'nın midesi bozuldu, bir arkadaşı içeride dansa devam ederken, diğeri yardım etmek için Tina'ya birlikte dışarı çıktı. | Open Subtitles | لكنهن شربن الكثير و تقيأت تينا لذا بينما كانت أحد الصديقات ترقص بالداخل الاخرى ذهبت للخارج لتمسك شعر تينا |
Tuvalet hikayeleri okulu kasıp kavurmaya devam ederken. | Open Subtitles | بينما كانت حكايات أكثر عن الحمام تنتشر في المدرسة, |
Soygun devam ederken birisi sunucuları hacklemiş ve özel bütün mühendislik bilgilerini ele geçirmiş. | Open Subtitles | بينما كانت عملية السطو تتم شخص ما اخترق السيرفرات واخذ جميع التصميمات الهندسية |
Dava alt mahkemelerde görülmeye devam ederken Loving davası defelarca emsal olarak gösterildi. | TED | و بينما كانت القضية تسلك مسلكها في المحاكم السفلية كانت قضية "لوڤينج" تستخدم كمثال أسبق. |
Ondan sarhoş olduğu sırada faydalandın, değil mi? | Open Subtitles | إستغللتيها بينما كانت ثملة، أليس كذلك؟ |
Tamam, Fayed'in arabasının tünelin içinde olduğu sırada, üç araç çıkmış. | Open Subtitles | حسناً، بينما كانت سيارة (فايد) في النفق، خرجت ثلاث سيارات |