| Bu yaptıklarının bana emir verebileceğin anlamına geldiğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتظن أن ذاك يعطيك الحق أن تأمرني في الأنحاء ؟ |
| - Biryere gitmiyorsun. - Keşke bana emir verebilseydin. | Open Subtitles | أنت لا تذهب إلى أي مكان كنت تتمنى أن تقدر أن تأمرني |
| o benim en iyi arkadaşım ve sen bana emir vermezsin ve itaat etmemi bekleyemezsin | Open Subtitles | أنه أعز أصدقائي ولايحق لك أن تأمرني وتتوقع مني أن أطيعك |
| Bana burada durup sizinle bu konuyu konuşmamı mı emrediyorsun şef? | Open Subtitles | هل تأمرني بأن أقف هنا و أتحدث إليك بخصوص هذا الأمر يا زعيم؟ |
| Bana "kahve iç" dersen, kahve içerim. | Open Subtitles | أنا أعمل لحسابك الآن. تأمرني أن أشرب القهوة، فأشربها. |
| Bak, biliyorum patronumsun ve bana istediğin zaman "kaybol" diyebilirsin... | Open Subtitles | انظر ، اعلم بأن رئيسي في العمل وبإمكانك أن تأمرني أن بالانصراف في أي وقت |
| - Konsantre olmamı söyleme bana. | Open Subtitles | -لا تأمرني بالتركيز -اتبعوا أوامري فحسب |
| Kaba olma Seninkiler et beyinli bana bırakmamı söyleyemezsin | Open Subtitles | كفى لؤماً، بؤبؤ عينك كالدبوس ومع ذلك تأمرني بالتوقف |
| Yüce Han'ın izniyle Mavi Prenses bana emir veriyor. | Open Subtitles | الأميرة الزرقاء تأمرني وفقاً للخان العظيم |
| Yüzbaşı Yanoi, hasta bir adama bakmam için bana emir veremezsiniz. | Open Subtitles | لايجب أن تأمرني كي أعتني برجل مريض |
| Ben senin fabrikalarında çalışan emir verebileceğin işçilerden biri değilim. | Open Subtitles | لست رئيس عمال في أحد طواحينك لكي تأمرني |
| Bana bir çocukmuşum gibi emir veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تأمرني بالخروج كأنني طفلة |
| Bir anlığına bana emir veriyormuşsun gibi geldi de. | Open Subtitles | لوهلة، بدوت على وشك أن تأمرني. |
| - Ben öyle istiyorum da ondan. - Bana emir veriyorsun! | Open Subtitles | ـ لأنني أطلب منك ـ أنت تأمرني |
| Konferans odasına gelmemi mi emrediyorsun? | Open Subtitles | هل تأمرني بالذهاب إلى هناك؟ |
| - Kalmamı mı emrediyorsun? | Open Subtitles | -هل تأمرني بالبقاء؟ |
| Ne dersen yapacağım ama lütfen bana zarar verme. | Open Subtitles | سأفعل أيّ شيءٍ تأمرني به، أرجوك لا تُؤذني مُجدّدًا. |
| Lütfen yapma. Ne dersen yapacağım ama lütfen bana zarar verme. | Open Subtitles | سأفعل أيّ شيءٍ تأمرني به، أرجوك لا تُؤذني مُجدّدًا. |
| İçime gir. Bunu yaparsan, istediğin her şeyi yaparım. | Open Subtitles | مارس الحب معي و سأفعل ما تأمرني به بعدها |
| - Sakin olmamı söyleme bana! | Open Subtitles | - لا تأمرني أن أهدأ |
| Buraya gelip de ne yapmam gerektiğini söyleyemezsin. Anladın mı? | Open Subtitles | لا يُمكنكَ المجيء إلى هنا كي تأمرني بما أفعله، هل فهمت؟ |
| Her seferinde oyunun içine ediyor ve devamlı ablammış gibi davranıp, bana patronluk taslıyor. | Open Subtitles | هي تخرب كل لعبة هي دائها تكون أخت كبيرة و تأمرني |
| Ofisinize gelmemiz sizin emriniz mi? | Open Subtitles | تأمرني بالحضور لمكتبك؟ |