| Onunla yalnızca konuşmak istediğini söylemiştin Ona zarar vereceğini değil. | Open Subtitles | انت قلت انك تريدين فقط التكلم معه. وأنك لن تؤذيه |
| Ona zarar verirsen ben de sana zarar veririm ve inan bana bugün ikinci bir cesetle uğraşacak havamda değilim. | Open Subtitles | حقًّا لما فعلت ذلك لو كنت محلّك. ما إن تؤذيه إلّا وسآذيك، ولا أشعر حقًّا برغبة في مواراة جثتين اليوم. |
| Ona zarar veremezsin. | Open Subtitles | لن تستطيعى أن تؤذيه,فأنت تحتاجى الى الأحرف السحرية الموجودة على يده |
| Neyin gerçek olduğunu bilmediğin sürece onu incitme ihtimalin olduğu sürece, deneyeceğim. | Open Subtitles | طالما أنت لا تعرفين ما هو حقيقى طالما زادت إحتمالات أن تؤذيه سوف أحاول |
| Marnie, lütfen onun canını yakma. Ne istersen yaparım. | Open Subtitles | ، مارني" لا تؤذيه من فضلك" سأفعل كل ما تطلبين |
| Onu incitiyorsun, dostum. | Open Subtitles | تباً، أنت تؤذيه يا رجل |
| Ben onu teslim almışken Ona zarar veremezsin ve o da sana bir çocuk verebilir. | Open Subtitles | لو أُجبر على الإعتراف لى لا يمكنك أن تؤذيه ويستطيع هو ان يعطيك طفلا |
| Sürekli gerçekleşen bu rüyaları görüyor, Ona zarar veriyorlar. | Open Subtitles | انه يستمر برؤية تلك الكوابيس التي تصبح حقيقة انها تؤذيه حقا |
| Onun yaptığı bu, seni cezalandırmak için Ona zarar veriyor. | Open Subtitles | هذا هو الذي في الأساس ما تفعله إنها تؤذيه لتنتقم منك |
| - Pek değil. Ona zarar vermeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | ليس لهذه الدرجة، علمت أنّك لن تؤذيه فعليًّا. |
| Ona zarar verirsen ben de sana zarar veririm ve inan bana bugün ikinci bir cesetle uğraşacak havamda değilim. | Open Subtitles | ما إن تؤذيه إلّا وسآذيك، ولا أشعر حقًّا برغبة في مواراة جثتين اليوم. |
| Bizden istediğinizi elde etmek için Ona zarar vermek zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | لست بحاجة لأن تؤذيه لتحصل على ما تريده منا |
| Çok sert vurdun, Ona zarar verebilirdin. | Open Subtitles | لقد كانت ضربة قوية. كنت ممكن ان تؤذيه. |
| Çok sert vurdun, Ona zarar verebilirdin. | Open Subtitles | لقد كانت ضربة قوية. كنت ممكن ان تؤذيه. |
| Ha, annenin ölümünün öcünü almak için Ona zarar vermek istiyorsun. | Open Subtitles | تريد أن تؤذيه انتقاماً لموت والدتك |
| Yalvarırım Ona zarar verme. Onu seviyorum anne. | Open Subtitles | أتوسل اليك أن لا تؤذيه انا احبه , امي |
| - Git buradan. - Hayır, onu incitme. | Open Subtitles | ــ لا تؤذيه مجدداً ــ أخرج من هنا |
| Yumuşak ol, onu incitme. | Open Subtitles | كوني لطيفة ولا تؤذيه. |
| Haydi Mark. Ama canını yakma. | Open Subtitles | هيا يا مارك ، و لكن لا تؤذيه |
| O'nu incitiyorsun! | Open Subtitles | حسناً توقف عن ذلك انك تؤذيه |
| - Öyleyse silahlı varsaymalıyız. - Lütfen onu incitmeyin. | Open Subtitles | إذاً علينا أن نفترض أنه كذلك رجاءً لا تؤذيه |
| Canını yakmayın, olur mu? | Open Subtitles | ماذا سّتفعل له؟ لا تؤذيه! |
| Ya da kaçırmaz ve Ray'e zarar verir her halükarda karakola düşecekler. | Open Subtitles | أو لن تفوتها وبعدها قد تؤذيه هي، لكن في كلا الحالتين سينتهيان خلف القضبان، |
| Onu inciteceksin! - Onu götürmek zorundayım... | Open Subtitles | سوف تؤذيه يجب ان أخذه |