| Buradayken, kendine zarar vermesini engellemek için deli gömleği giydirilirdi. O ise sürekli içinden çıkmak için uğraşırdı. | Open Subtitles | لقد كنّا نقوم بتقييدها لنمنعها من أن تؤذي نفسها لكنها كانت تحارب لتتخلص منها |
| Ama bu davranışları sadece kendine zarar verir. | Open Subtitles | لكن بالطريقة التي تتصرف بها فهي تؤذي نفسها فقط |
| Bir uyuşturucu bağımlısı değil ve kendine zarar vermek istemedi. | Open Subtitles | إنها ليست مدمنة ولم تكن تنوي أن تؤذي نفسها ، فكل الأمر خطئًا غبيًّا |
| İçeriye daldım. kendine zarar vermesinden endişe ediyordum. | Open Subtitles | دخلت بالقوة كنت قلقة أنها كانت تؤذي نفسها |
| Çok hırçındı ve kendine zarar vermesinden korktuk. | Open Subtitles | كانت مهتاجة جداً وكنا خائفين أن تؤذي نفسها |
| Önemli olduğunu düşünüyoruz. kendine zarar vermeden veya daha kötüsü olmadan onu oradan çıkarmalıyız. | Open Subtitles | نخال أنها على درجة من الأهمية لذا يجب أن نخرجها من هناك قبل أن تؤذي نفسها |
| Kötü günler yaşıyor ve kendine zarar vermesinden korkuyorum. | Open Subtitles | إنها تمر بآزمة و أنا قلق حيالها أن تؤذي نفسها. |
| Tekrar nöbet geçirip kendine zarar vermesini engellemeliyiz. | Open Subtitles | و لكننا لا يمكن ان نتركها تنقبض او تؤذي نفسها |
| Tekrar kendine zarar vermemeli. Biri yanında durmalı. | Open Subtitles | لا يمكننا تركها تؤذي نفسها مجدداً، يجب أن يظل أحد معها |
| kendine zarar vermesinden korkuyorlardı. | Open Subtitles | خوفاً من أن تؤذي نفسها على ما أظن. |
| Vardiyası bittikten iki saat sonra telefonda morali bozuk ve kendine zarar vermeyi düşünen 14 yaşındaki bir kızla konuşuyordu. | Open Subtitles | عقب أن فرغ من مناوبته بساعتين وكان يتحدث على الهاتف مع فتاة تبلغ الرابعة عشر من العمر التي كان يعتريها إكتئابٌ ويجول في خاطرها أن تؤذي نفسها |
| Yöre halkı, kendine zarar vermesinden korkuyor. | Open Subtitles | السكانا المحليون قلقون من ان تؤذي نفسها |
| Biri onu kendine zarar vermeden buradan çıkarsın. | Open Subtitles | ليخرجها شخصاً من هنا قبل أن تؤذي نفسها |
| Çünkü eğer unutmazsa belki yine kendine zarar vermeye çalışır, iki sene önce olduğu gibi. | Open Subtitles | وتنسى أمرها، لأنّها إذا لم تفعل... حسنٌ، كما تعلم، ربما تحاول أن تؤذي نفسها مجددا كما فعلت قبل سنتين |
| kendine zarar veriyor. | Open Subtitles | إنها تؤذي نفسها. |
| Sadece kendine zarar veriyor ama. | Open Subtitles | حسناً , إنها فقط تؤذي نفسها |
| Ama kendine zarar veriyor. | Open Subtitles | لكنها تؤذي نفسها. |
| kendine zarar verebilir. | Open Subtitles | ! احتمال أن تؤذي نفسها |
| Birine ya da kendine zarar vermeden önce. | Open Subtitles | قبل أن تؤذي أحدا... -أو تؤذي نفسها |
| Marie asla kendine zarar vermez. | Open Subtitles | (ماري لن تؤذي نفسها. |