| Hepiniz de, benim ikinci peygamber olduğuma inanıyor musunuz? | Open Subtitles | لـدي سـؤال لـكـم جـمـيـعـاً هل تؤمنون جميعكم حقاً |
| Mucizelere inanır mısınız, bilmem. | Open Subtitles | أنا لست متأكدة إذا كنتم جميعاً تؤمنون بالعجزات |
| Ve eğer demokrasiye inanıyorsanız, buna inanmak zorundasınız. | TED | وإذا كنتم تؤمنون بالديمقراطية، فعليكم أن تصدقوا ذلك. |
| Sen ve halkın, bu sapkın düşüncelere mi inanıyorsunuz? | Open Subtitles | أنت وأتباعك تؤمنون بهذا التجديف وهذه الحماقة؟ |
| İnandığınız şeyi savunun ama bunu yaparken derin bir nefes alın. | TED | انهضوا لما تؤمنون به، ولكن تريثوا وأنتم تقومون بذلك. |
| Sen tek Tanrı'ya inanabilirsin. Ama burada pek çok tanrı var. | Open Subtitles | في بلدك تؤمنون بربّ واحد ولكن هنا نحتاج اكثر |
| Ruhani olaylara inanmıyorsunuz, ama bu bir gerçek. | Open Subtitles | أنتم لا تؤمنون بالعالم الروحي ولكنه حقيقي |
| Geleceği görebildiğime gerçekten inanıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تؤمنون جميعكم حقاً إنه بإمكاني رؤيـة المسـتـقبـل؟ |
| Tanrı'ya, Ulu Baba'ya, cennet ve yeryüzünün yaratıcısına inanıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تؤمنون بالله , الأب القادر على كل شيء خالق السماوات والأرض؟ |
| Kutsal Ruh'a, kutsal Katolik kilisesine, bedenin yeniden dirilmesine, ve ebedi hayata inanıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تؤمنون بروح القدس والكنيسة الكاثوليكية المقدسة و بعث الموتى |
| Senkrona, şansa, kadere inanır mısınız? | Open Subtitles | هل تؤمنون يارفاق بتزامن الأحداث؟ تعلمون ، الإحتمالات والقدر |
| Mucizelere inanır mısınız? | Open Subtitles | بقيت 5 ثوان فهل تؤمنون بالمعجزات؟ |
| Onları okula getirip diyoruz ki, bu çocuklara gerçekten neye inanıyorsanız onu öğretin. | TED | سنجلبهم الى المدرسة و سنقول لهم، علموا هؤلاء الأطفال أي كان ما تؤمنون به. |
| Şimdi, kimyasal kancalar hikayesine inanıyorsanız, bu kesinlikle mantıklı değil ama Prof. Alexander, bağımlılıkla ilgili farklı bir hikaye olabileceğini düşünmeye başladı. | TED | الآن إن كنتم تؤمنون بقصة العناصرالكيميائية، هذا لا معنى له مطلقًا، لكن الأستاذ ألكسندر بدأ يعتقد أن هناك قصة مختلفة حول الإدمان. |
| Atalarımızın yolundan gitmeye mahkûm olduğumuza mı inanıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تؤمنون بأننا مكروهون بالسير في درب أسلافنا؟ |
| Siz otuz saniyede pişen pirince hazır yulaf ezmesine ve haber özetlerine inanıyorsunuz. | Open Subtitles | أعني، أنتم تؤمنون بالرز سريع الطهو الدقيق الفوري والأخبار الموجزة. |
| Bu sapkınlığa inandığınız bildirildi. | Open Subtitles | لقد تمّ إبلاغنا أنّكم تؤمنون بتلك البدعة |
| Sizden tek isteğim, yürekten inandığınız ve şiddetle savunduğunuz inançlarınıza göre hareket etmeniz. | Open Subtitles | أسألكم أن تعملوا بالمبادىء... ...التى تتحدثون عنها بحماس... و التى تؤمنون بها بشده. |
| Sen tek Tanrı'ya inanabilirsin. Ama burada pek çok tanrı var. | Open Subtitles | في بلدك تؤمنون بربّ واحد ولكن هنا نحتاج اكثر |
| Buna inanmıyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنتم لا تؤمنون بهذا بالفعل، صحيح؟ |
| Bir kişi dışında hepiniz Emily Arundel'in düşüşünün kaza olduğuna inandınız. | Open Subtitles | كلكم تؤمنون ماعدا واحد , ان سقوط السيدة ايميلى كان بالصدفة حادثة |
| KatıImak istediğimi söylemiyorum ama sizin reenkarnasyon inancınız ilgimi çekiyor. | Open Subtitles | حسناً، لم أقل بأنني أريد الأنضمام لكني أعرف أنكم رجال تؤمنون باستنساخ الأرواح |
| - Bir Hristiyan'a Yahudi'ye veya Müslüman'a "neye inanıyorsun?" diye sorsan dinlerinin en önemli kısımlarını bir-iki dakika içerisinde tarif edebilirler. | Open Subtitles | إذا ذهبت إلى مسيحى أو يهودى أومُسلم وسألتهم: "ما الذى تؤمنون به؟" فبامكانهم وصف أهمْ أركان دياناتهم فى دقيقة أو اثنتين. |
| Sen hiç bir şeye inanmaz mısın? | Open Subtitles | أنتم لا تؤمنون بأي شئ؟ |
| Siz ve diğer CEO'lar Deena'nın anlaşmanın sonunu getireceğine inanmadıysanız, ...o zaman ortada asla geçerli bir kabul olmamış demektir. | Open Subtitles | فلو كنت أنت وبقية المدراء لا تؤمنون أن (دينا) قد تسير حتى نهاية اتفاقها حينها لم يكن هناك أي قبول قانوني |