| Benim en trajik anımı alıyor ve tekrar tekrar oynatıyor. | Open Subtitles | رائع , انها تاخذ اكثر اخطاتي مأساة وتكررها مرار وتكرار |
| "Bir Burberry palto al. | Open Subtitles | عليكَ أن تاخذ راتبك الأول وتشترى لنفسك معطف فاخر |
| Bazı sonların kendisini göstermesi zaman alır fakat gösterdiklerinde ise, çok kolay görmezden gelinebilirler. | Open Subtitles | بعض النهايات تاخذ وقتا طويلا لإظهار أنفسهم ولكن عندما يظهرون يكون من السهل للغاية تجاهلها, |
| Demek bir şey değişmemiş, ha? Ben veriyorum, sen hep alıyor ve alıyorsun. | Open Subtitles | . ها لذلك مامن شىء تغير . انا اعطى وانت تاخذ وتاخذ وتاخذ |
| Seni kamp dışına çıkaracağım ve sen de atımı alabilirsin. | Open Subtitles | سآخذك الى خارج المعسكر وبامكانك ان تاخذ حصاني |
| Kendi koyduğun kurallara göre hele bir oğlumu almaya çalış, seni tam buraya gömerim. | Open Subtitles | تريد ان تاخذ ابني مني حسب قواعدك سأدفنك هنا تماما حيث نقف |
| Vietnam'ını alıp kıçına sok, duydun mu? | Open Subtitles | يمكنك ان تاخذ حربك ضد فيتنام و تمسح مؤخرتك بها هل تسمع؟ |
| Üstüne bir de koca dünyada benim pislik olduğumu düşünmeyen tek kişiyi de aldın. | Open Subtitles | لكنك تاخذ الشيء الوحيد الذي يجعلني اشعر انني فاشل |
| Akciğerlerindeki fibröz, işleri biraz daha ağırdan almanı gerektiriyor. | Open Subtitles | تليف الرئتين يتطلب منك ان تاخذ الامور ببساطة |
| Kontrolörlerle mühendisler yoldalar ama dediğim gibi, bu işler zaman alıyor. | Open Subtitles | المفتشون والمهندسون في طريقهم ولكن كما قلت هذة الاشياء تاخذ وقتا |
| Bir çift istedim ama görev için önemli olanlar dışındaki şeylerin Dünya'dan gelmesi çok vakit alıyor. | Open Subtitles | لقد قمت بطلب اثنين ولكنها تاخذ وقت طويل للحصول على شئ من الارض فهذا ليس ضروري لنجاح تلك المهمة. |
| Sundan birkac tane al Ç Ç ve böyle yapstr. | Open Subtitles | فقط عليك أن تاخذ بعضًا من هذه الاوراق وتلصقه عليه هكذا. |
| Tamam işte yapmanı istediğim şey. Yanına birini al, 3. Tabura doğru yola çık. | Open Subtitles | اريدك ان تاخذ معك اي احد و تحاولوا الوصول الي الكتيبة الثالثة |
| Bütün bu insanları incelemek haftalar alır. | Open Subtitles | سوف تاخذ اسبوع لتفقد كل تلك القائمة |
| Bence şu "komşuya göz kulak ol" olayını birazcık fazla ciddiye alıyorsun. | Open Subtitles | اعتقد انك تاخذ مراقبة الحى بشيىء من الجدية |
| Kredi alabilirsin veya Finansal Destek'e başvurabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تاخذ قروض, أو تقدِّم طلب للمساعدة المالية. |
| Pepper cok vaktimi almaya basladi... ama casinoya odaklanmaya calistim. | Open Subtitles | بيبر بدات تاخذ وقتي لكني حاولت ان ابقي تركيزي على الكازينو |
| Vietnam'ınızı alıp... kıçınıza sokabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك ان تاخذ حربك ضد فيتنام و تمسح بها مؤخرتك اللعينة |
| Hedefi öldürmedin! Sana verdiği rüşveti aldın! | Open Subtitles | انت لم تاخذ الهدف انت اخذت الجائزة |
| Akciğerlerindeki fibröz, işleri biraz daha ağırdan almanı gerektiriyor. | Open Subtitles | تليف الرئتين يتطلب منك ان تاخذ الامور ببساطة |
| "Saklanırken aksırma, yalan söylerken gülme ve asla ve asla gelinliği, arabası veya köpeği çalınmış bayanların parasını alma." | Open Subtitles | لا تعطس عندما تختبئ ولا تبتسم عندما تكذب وتحت اى ظرف لا تاخذ مال من امراة فقدت كلبها او فستان زفافها او عربتها |
| - Kafir adını almadan önce kralın ordusunda generaldin | Open Subtitles | انت تاخذ بكلام اجنبى كافر فى مقابل كلام جنرال فى جيش الملك ؟ |
| Dibe iniyorsan, tabağı benim yerime almalısın. | Open Subtitles | اذا كنت تريد الوصول الي الاساس فعليك ان تاخذ الصحن مني |
| Öyleyse benden hiç alamazsın dedim. | Open Subtitles | ثم قلت انها لن تاخذ من ليموني بد الآن |
| Sen SaIisbury bifteği alırsın ve, ben de fırında pişmiş tavuk. | Open Subtitles | اذأ انت سوف تاخذ ستيك ساليزبوري وانا ساخذ دجاج مشوي مره اخرى |