| Taani'nin elini tutacağım ve dansla birlikte romans da başlayacak. | Open Subtitles | والان انا سأمسك بيد تاني بارتنر ونرقص برومانسية 5،6، 7،8 |
| Bu aşk Taani, Rabbime yemin olsun ki gerçek aşk. | Open Subtitles | إنه الحب ، تاني بارتنر أقسم بالله إنه حب حقيقي |
| Bu aşk Taani, Rabbime yemin olsun ki gerçek aşk. | Open Subtitles | إنه الحب ، تاني بارتنر أقسم بالله انه حب حقيقي |
| Lafım kabaca kesilmeden önce söylemek üzereydim ki Dr. DuPont aynı zamanda Bay Tahni'nin doktoruymuş. | Open Subtitles | كما كنت على وشك القول, قبل أن تقاطعني بشكل وقح, أن الدكتورة (دوبونت) كانت أيضاً جراح السيد (تاني) |
| Tony, Binbaşı Tunney, Astsubay Donner'ın Donanma Özel Harp Birliği'ndeki eski komutanı. | Open Subtitles | (طوني)، كان (تاني) مشرف الضابط (دونر) سابقا. في الوحدة البحرية الخاصة بالحروب. |
| Tani sırf o burada kaldığı için senin de kalmanı gerektirmez. | Open Subtitles | تاني فقط لأنه يقول أنه سيبقى لا يعني ذلك بقائك |
| - yine mi o yaşlı adam? - Elbette, o da beni seviyor. | Open Subtitles | الراجل العجوز تاني صحيح اكيد هو كمان بيعشقني |
| Taani bu aşk seni Rabbimden bile daha çok seviyorum.. | Open Subtitles | تاني اذ كان هذا حباً فانا احبك أكثر من الاله |
| Uygun bulursan Taani ile evlenmeni istiyorum. | Open Subtitles | اذا كنت تظن ان هذا صحيح اذن تزوج تاني أرجوك .. |
| Peki, Taani rahatsız olmanı istemiyorum. Kendini iyi hissetmediğini söylerim. | Open Subtitles | لاعليك تاني ، لاتحملي هماً سأخبرهم بأنك مريضة |
| Dediki eski Taani'yi yokedecekmiş... | Open Subtitles | انها تقول ان عليها ان تقتل تاني القديمة اللتي كانتها |
| Demiştin ki Taani'yi seyredeceğim sonra eve gidip sürpriz yapacağım. | Open Subtitles | لقد قلت انك سوف تشاهد تاني وهي ترقص ثم تعود المنزل وتفاجئها |
| O zaman Taani'yi o en sevdiğim haliyle göremem. | Open Subtitles | على الرغم من انها قالت انها لن تعود الى تاني القديمة لكني رايتها اليوم |
| Çünkü Bay Tahni'yi kanser öldürmemiş. | Open Subtitles | لما هذا؟ لأن السرطان لم يقتل السيد (تاني). |
| Bay Tahni'nin yırtılan gözakı damarına bakılırsa kendisi boğularak öldürülmüş. | Open Subtitles | كما تستطيعون أن تروا من خلال الأوعية الدموعية المتمزقة في بؤبؤ العين, فإن السيد (تاني) مات جراء الاختناق. |
| Eski komutanı Binbaşı Tunney'le konuştuk. | Open Subtitles | لقد تحدث الى رئيسه السابق، الضابط (تاني). |
| Nelson Tunney yangın sırasında kocamın hayatını kurtarmak için kendi hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | (نيلسون تاني) خاطر بحياته لينقذ زوجي أثناء المواجهة. |
| - Tani, çocuk fikrini değiştirdi. | Open Subtitles | تاني , لقد غير رأيه |
| Anlıyorum, seni beklerim. - Buralarda işler kızışmak üzere Tani. | Open Subtitles | (سيكون الوضع سيء جداً هنا يا (تاني |
| Bebeğim bugün yine avukatlarla görüştüm. | Open Subtitles | انا اتكلمت مع المحامين النهاردة تاني يا حبيبتي |
| Yürü be, Eugene. Dur, bir Tane de şans için. | Open Subtitles | ياللا بقى يا يوجين كاس تاني علشان حظك يحلوّ |
| Tatlım, sen iyileşir iyileşmez Tekrar deneriz. Söz veriyorum. | Open Subtitles | حياتي ممكن نجيب اطفال تاني حالما تكوني أفضل أَعِدُك |
| Giderim. Ve seni Bir daha rahatsız etmem. | Open Subtitles | بصي أنا همشي خلاص ومعنتيش هتشوفي خلقتي تاني |
| - Öyleyse sana daha fazla mal gerek. - Evet, ama senin fiyatların Tany... | Open Subtitles | -أنت بحاجة للمزيد إذن (أجل، لكن أسعارك يا (تاني |