| İyi bir insansın çünkü ne zaman kötü bir şey söylesem gülümsüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ إنسانة طيبة وأنا أقولكِ أمور سيئة طوال الوقت وأنتِ تبتسمين وحسب |
| gülümsüyorsun ve sanki bütün o gürültü yok oluyor. | Open Subtitles | تبتسمين فحسب، وكل تلك الضوضاء تتلاشى بعيداً |
| Uyurken gülümsemeni seviyorum. Öyle güzel gülümsüyorsun ki! | Open Subtitles | أنتِ تبتسمين وأنتِ نائمة، ابتسامة عريضة، عريضة للغاية |
| Kahrolası otoyolda yürüyüp, kahrolası bir geçidi geçtikten sonra burada kahrolası yüzüme gülümsemeni görmeyi de umursamıyorum. | Open Subtitles | ولا يعجبني أن أمشي بطريق عام لعين وعبر طريق منحدر لعين لأرجع هنا وأجدك تبتسمين لوجهي اللعين |
| gülümsediğinde burnunla yaptığın o küçük şey artık hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | و أحب هذا الشئ الذي تفعليه بأنفك عندما تبتسمين |
| Sen yemek getirirdin, ben de sırf gülümsediğini göreyim diye göbeğim çatlayana kadar yerdim. | Open Subtitles | وتحضرين كل ذلك الطعام وانا آكل حتى تؤلمني معدتي فقط لرؤيتك تبتسمين |
| Sen nasıl o kadar şarap içip yine de gülümsemiyorsun? | Open Subtitles | كيف تحملين هذا الخمر و لا تبتسمين ؟ |
| Sen ve Johannes'in fotoğrafına bak. Mutlulukla gülümsüyorsun. | Open Subtitles | انظري لصورتك ويوهانيز انك تبتسمين بسعادة |
| Ne oldu? Sadece bu sabah işe başladığımızdan beridir gülümsüyorsun. | Open Subtitles | -إنه فقط أنكِ تبتسمين منذ أن بدأنا داومنا هذا الصباح. |
| Ne oldu? Sadece bu sabah işe başladığımızdan beridir gülümsüyorsun. | Open Subtitles | -إنه فقط أنكِ تبتسمين منذ أن بدأنا داومنا هذا الصباح. |
| Uyurken gülümsemeni seviyorum. Öyle güzel gülümsüyorsun ki! | Open Subtitles | أنتِ تبتسمين وأنتِ نائمة، ابتسامة عريضة، عريضة للغاية |
| Sabahın köründe neden gülümsüyorsun? | Open Subtitles | لماذا تبتسمين هكذا في وقت مبكر من الصباح؟ |
| -Öyleyse niye gülümsüyorsun? | Open Subtitles | إنها تطابق الضحية - حسناً ولماذا تبتسمين ؟ |
| Niye gülümsüyorsun? | Open Subtitles | ما الذي تبتسمين بشأنه بحق الجحيم ؟ |
| Küçük gülümsemeni takınırsın, adımlarınla yürürsün. | Open Subtitles | تبتسمين ابتسامتك الصغيرة، وتمشين مشيتك الصغيرة. |
| Bahse girerim gülümsediğinde gerçekten bu odayı aydınlatırsın. | Open Subtitles | هل تعلمين أراهن أنك عندما تبتسمين تضيئين الغرفة |
| Ona gülümsediğini gördüm ve ikaz etmeye çalıştım seni. | Open Subtitles | رايتك وانتى تبتسمين له واردت تحزيرك |
| Artık gülümsemiyorsun. | Open Subtitles | لا تبتسمين أبدا. |
| sırıtıyorsun. Neden sırıtıyorsun? | Open Subtitles | أنت تبتسمين لماذا أنت تبتسمين؟ |
| Çok gülümsüyordun. | Open Subtitles | أنت تبتسمين كثيراً, لا تفعلي ذلك |
| gülerken neden ağzını kapatıyorsun? | Open Subtitles | استطيع ان انظف الجرح لك لماذا تخفين فمك عندما تبتسمين ؟ |
| Seni yeniden gülümserken görmek güzel. Tek başıma mutlu olurken yalnızlık hissediyordum. | Open Subtitles | أمر طيب أن أراكِ تبتسمين مجدداً، كنت أشعر بالوحدة وأنا سعيد لوحدي |
| Eğer ileride geriye dönüp baktığında yüzünde bir tebessüm bırakacağını düşünüyorsan durma yap. | Open Subtitles | إن فكرتي في الموضوع لاحقًا.. فعندما تنظرين لشريط ذكرياتكِ، ورأيتيه شيئاً يجعلكِ تبتسمين.. عندها افعليها. |
| Çoktan beri ilk defa Güldüğünü görüyorum. | Open Subtitles | أوتعلمين ، هذه المــرة الأولــى التى أراكِ تبتسمين فيها منذ فــترة. |
| Her güldüğünde, adeta iskeletini gösteriyor gibi oluyorsun. | Open Subtitles | طوال الوقت تبتسمين كأنك تقومين باستعراض هيكلك العظمي |
| - Annen de aynı benim gibidir aslında, yanı başında oturup ona gülümsediğin müddetçe, hep mutlu olacaktır. | Open Subtitles | طالما تقفين بجانبها و تبتسمين ستكون سعيدة جدا |
| Ama gülüşün gerçekten hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | لكن تُعجبني الطريقة التي تبتسمين بها. |
| Sende bi gülücük aldım. | Open Subtitles | لقد جعلتك تبتسمين |