İyi görünüyorsun. İçeride de bu kadar iyi yedin mi? | Open Subtitles | تبدو في حال جيدة هل كنت تأكل جيداً في المطعم؟ |
İyi görünüyorsun. İçeride de bu kadar iyi yedin mi? | Open Subtitles | تبدو في حال جيدة هل كنت تأكل جيداً في المطعم؟ |
Hazır ya da değil, yine de çok tatlı görünüyorsun. | Open Subtitles | حسنًا، مستعدٌ أم لا، لا تزالُ تبدو في غاية الوسامة |
Kahretsin, hâlâ 25 yaşında gözüküyorsun. | Open Subtitles | اللعنة لا تزال تبدو في الـخامسة والعشرين |
Yakıt ve oksijen hazır. Güç normal gözüküyor. | Open Subtitles | الوقود والأوكسجين ثابت القوة ما زالت تبدو في حالة جيدة |
- Senin silahın var mı? - Ben de çıkalı 3 gün oldu, bana bakma. | Open Subtitles | لقد كنت خارج لمدة ثلاثة أيام، لا تبدو في وجهي. |
Korkunç görünüyor. Yakın zamanda çalışacak gibi görünmüyor. | Open Subtitles | إنّها تبدو في حالة كارثيّة، لا أظنّنا سنبرح مكاننا قريباً. |
Onu uyandırmaya kıyamadım, çok huzurlu görünüyordu. | Open Subtitles | لم أقوَ على إيقاظها، إذ تبدو في غاية السلام. |
- Arkadan daha iyi görünüyorsun, Çene. - Korkunç bir şey görmek ister misin? | Open Subtitles | ـ تبدو في حالة حسنة وأنت خلف, ماوث ـ هل تريد رؤية الشيء الأكثر رعبا؟ |
- Çok mutlu görünüyorsun David. - Sen de sevgilim. | Open Subtitles | أنت تبدو في غاية السعادة يا دافيد و كذلك أنتِ يا عزيزتي |
Böyle deme. Elektrikli sandalyende çok canlı görünüyorsun. | Open Subtitles | ولكنك تبدو في قمة نشاطك وأنت علي كرسيك الكهربائي المتحرك |
İyi görünüyorsun. Her şey yolunda mı? | Open Subtitles | تبدو رائعاً تبدو في حالة جيّدة هل كل شيء جيد؟ |
Aradığınız için teşekkür ederim. Tanrım, berbat görünüyorsun. | Open Subtitles | شكراً لإتصالك بي أووه , يا الله , تبدو في حاله سيئه |
İyi görünüyorsun, adamım. Kimden çalıyorsun ? Güzel mont. | Open Subtitles | تبدو في حالة جيّدة من من سرقت هذه السترة الرائعة؟ |
Altı ay ölü yattın ve hala benden daha iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت كنت ميت لستّة شهور وأنت ما زلت تبدو في حالة حسنة منيّ. |
Şu halina bak, dostum. Hayata geri dönmüşsün. Harika görünüyorsun. | Open Subtitles | أنظر إلى نفسك , عدت إلى حياتك الطبيعية تبدو في أفضل حال |
Şehre döndüğünü duydum. İyi görünüyorsun, adamım. | Open Subtitles | سمعت بأنك رجعت إلى البلدة تبدو في حالة جيدة يا رجل |
Neil'den daha iyi bir vücuda sahip gözüküyorsun. İdman mı yapıyorsun? | Open Subtitles | تبدو في حالة جسمانية أفضل، هل تتمرن؟ |
Gerçekten berbat gözüküyorsun. Sana ne oldu böyle? | Open Subtitles | أنت تبدو في حالٌ مزرية ,ماذا حدث لك ؟ |
İlk bakışta normal bir yıldırım gibi gözüküyor, fakat teknoloji başka bir şeyi açığa çıkarıyor. | Open Subtitles | تبدو في البداية كضربة برق عادية، لكن التكنولوجيا تُفصح بالمزيد. |
Bana bakma, neredeyse bir ay gecikecek olan sensin. | Open Subtitles | دون وأبوس]؛ ر تبدو في وجهي، أنت واحد الذي هو نحو شهر سخيف في وقت متأخر. |
- Kızı travma geçiriyor, ancak hiç iyi görünmüyor. - Formları doldurmalısınız. - Lütfen! | Open Subtitles | وبنتها مصابة ولا تبدو في حالة جيدة - أحتاج إلى ملىء الإستمارة - |
İyileşmiş görünüyordu. | Open Subtitles | تبدو في طريقها للتعافي |
16 yaşında gibi gösteriyorsun ve Danimarkalı gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | ما الذي تعرفه عن ذلك ؟ انت تبدو في 16 -ومن الدنمارك |