| Oh, üzgünüm... ama dün gece birisi, benimkinin üzerine işemiş. | Open Subtitles | انا آسف لكن شخص ما تبول على ردائى ليلة امس |
| Senin çocuğun olan şu arsız... balkon parmaklığından tam Bay Biondi'nin kafasına işemiş. | Open Subtitles | . إنه طفلك المدلل تبول على حديد . "الشرفة، نزلت على رأس" بيوندى |
| Onu bunu fırlatıyorlar, hatta biri yere işedi! | Open Subtitles | إنهم يرمون الأشياء .. حتى أن أحدهم تبول على الأرضية |
| O zaman, tahmin edin kim kütüphaneye işedi? | Open Subtitles | إذن إحزروا مـن تبول على المكتبـة ؟ |
| Bak bunun üstüne işe. | Open Subtitles | أترى .. تبول على هذا |
| Sonunun duvar boyamak olacağını ve köpeklerin de o duvarlara işeyeceğini söylerdi. | Open Subtitles | لقد قال كان عليه الاا يرسم على الجدران والكلاب تبول على الحائط |
| Hayır, sorun Stewie. Halıya çişini yapmış. | Open Subtitles | لا ، انه ستيوي ، لقد تبول على السجادة |
| Salinger, Twain farkına varmadan yere işemiş. | Open Subtitles | سالينجر ، تواين تبول على الارض بدون أنتباه جوناثان روبنسن فلين |
| Altına işemiş. Yeni koltuk kılıfının üzerine. Çık dışarı. | Open Subtitles | لقد تبول على نفسه. على أغطيةالمقعد الجديدة. أخرج. |
| Sırf senin yolda olduğunu duyunca gerçekten altına işemiş. | Open Subtitles | و قد تبول على نفسه حرفياً فقط لأنه سمع أنك قادم من أجله |
| Üstüne işemiş, çişini tutamamış. | Open Subtitles | لقد تبول على نفسه ، لا يستطيع السيطرة على مثانته |
| Biri trafik kurallarını çiğnemiş, Ya da yola işemiş. | Open Subtitles | نعم، شخص ما كان متهور تبول على الرصيف |
| Baba, sanırım halıya işemiş. | Open Subtitles | أبي أعتقد أنه تبول على السجادة |
| Büyük annem bıraktı bunu bana. O sandalyeye oturmazsan! Küçük eşkıya üstüne işedi de. | Open Subtitles | أنت لا تمانعي في الجلوس على هذا الكرسي! الصغير فيلا تبول على ذلك. |
| Övme onu şimdi, Morty! Halıya işedi demin! | Open Subtitles | لا تمدحه يا مورتي لقد تبول على السجاد |
| Çocuğu görmedin. Saksıma işedi. | Open Subtitles | أنتي لم تري الولد هو تبول على إنائي |
| Köpek yine yatağa işedi, Sherri. | Open Subtitles | (شيري)! الكلب تبول على الفراش مجددا، (شيري) |
| Sonunun duvar boyamak olacağını ve köpeklerin de o duvarlara işeyeceğini söylerdi. | Open Subtitles | لقد قال كان عليه الاا يرسم على الجدران والكلاب تبول على الحائط |
| Max odasının hemen dışında yere çişini yapmış. | Open Subtitles | ماكس تبول على الأرض خارج غرفته للتو |
| Ancak, atletin ayağını öldürmek için duştayken ayağına işe. | Open Subtitles | إن كنت تريد القضاء على قدم الرياضي فقط تبول على قدمك حينما تكون في الحمام |