| Evet, bildiğiniz eski bir şef, konuşuyorsun. Bu nedenle sürpriz davranma. | Open Subtitles | نعم انت تتحدثين إلى شيف سابق لا تتفنني بأن تبدي متفاجئة |
| Onun yerini alan adamla konuşuyorsun şu an farkındasın değil mi? | Open Subtitles | انت مدركة انك تتحدثين إلى الرجل الذي استبدل به, أليس كذلك؟ |
| Yanlış adamla konuşuyorsun. Üçüncü arabadaki adamla konuş. | Open Subtitles | . أنت تتحدثين إلى الرجل الخطأ أنظري إلى الرجل في العربة الثالثة |
| Sen orada durup öylece Filip'le konuşurken, sana gerçekten aşık olduğumu hissettim. | Open Subtitles | عندما وقفتِ هناك تتحدثين إلى فيليب، شعرتُ فعلا أنني مغرم بك. |
| - Az önce biriyle konuştuğunu duyduğumu sandım. | Open Subtitles | قبل وهلة، ظننتُ أنني سمعتكِ تتحدثين إلى شخصٍ ما. |
| Sanırım kendi kendine konuşuyordun. Hayır. | Open Subtitles | لقد بدى وكأنكِ تتحدثين إلى نفسكِ |
| Esasında, şu an kendinle konuşuyorsun. | Open Subtitles | إذاً.. انتِ حقاً تتحدثين إلى نفسكِ الآن. |
| Tatlım, sen şu an asitle yıkamanın moda olmasını bekleyen biri ile konuşuyorsun. | Open Subtitles | عزيزتي، أنت تتحدثين إلى شخص التي تنتظر أن تغسل بالحمض على العودة الطراز القديم |
| Tanrı aşkına, sen yine şu döküntüyle konuşuyorsun. | Open Subtitles | بحق الله .. أنك تتحدثين إلى قطعة الخردة مرة ثانية |
| O moronlar ne diye konuşuyorsun ki? | Open Subtitles | لماذا تتحدثين إلى ذلك المعتوه، على أيّ حال؟ |
| Duvarların içinden birşeyler duyuyorsun, köpekle konuşuyorsun. | Open Subtitles | تسمعين أشياء في الجدران تتحدثين إلى الكلاب |
| Büyüklerine karşı böyle saygısızca mı konuşuyorsun? | Open Subtitles | هل تتحدثين إلى جميع الشيوخ بقلة الإحترام هذه ؟ |
| Kendinle konuşuyorsun. Uyanık mısın? Yavaş ol. | Open Subtitles | أنت تتحدثين إلى نفسك هل استيقظت ؟ على مهلك |
| Kız kardeşinle konuşurken, kâbuslarının gerçeğe dönüştüğünü duymuştum. | Open Subtitles | أظنني سمعتكِ تتحدثين إلى شقيقتكِ كيف أن كوابيسكِ تتحقق |
| Seni tekrar bu kızlarla konuşurken yakalamayayım, Dolan. | Open Subtitles | لا تدعيني امُسك بكِ تتحدثين إلى أولئك الفتيات مُجدداً يا نولان |
| Polisle konuştuğunu düşünüyor. | Open Subtitles | متى؟ تعتقد انك تتحدثين إلى الشرطه |
| Clay'le konuştuğunu gördüm. | Open Subtitles | مرحباً، رأيتك تتحدثين إلى كلاي |
| Steve Mason la konuşuyordun | Open Subtitles | رأيتك تتحدثين إلى "ستيف ميسون" |
| O yaşta İngilizce ve Japonca konuştuğun için dahi olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقد بأنكِ كنتِ عبقريه وأنتِ تتحدثين إلى نفسك باليآبآني |
| Neden önce patronlarınla konuşup sonra bana dönmüyorsun? | Open Subtitles | لمّ لا تتحدثين إلى أرباب عملك ومن ثم تعودين للتحدث معي؟ |
| Annenle konuşmuyorsun. Onsuz evlenemeyiz. Biliyorsun ki orada olmazsa bundan büyük pişmanlık duyar. | Open Subtitles | "أنت لا تتحدثين إلى أمك لا نستطيع أن نتزوج من دونها" "تعرفين أنك ستندمين إذا لم تحضر" |
| Şahane. Bu durumda, doğru kişiyle konuşuyorsunuz. | Open Subtitles | في هذه الحالة أنتِ تتحدثين إلى الرجل الصائب |