Sen sadece 16 yaşındasın, bununla tek başına başa çıkmamalısın. | Open Subtitles | أنت بالـ16, ليس عليك أن تتعاملي مع هذا الأمر لوحدك. |
Candace sana böyle zorlu durumlarla başa çıkabilmeyi öğrettiğimi sanıyordum. | Open Subtitles | كانديس, ظننت اني علمتك كيف تتعاملي مع هذه الظروف العصيبة. |
Kitap gibi bir şeyle başa çıkabilir misin? | Open Subtitles | حسنا ربما يمكنكِ ان تتعاملي مع شيئ مثل الكتاب ؟ |
peki,bugün yapacak çok işim yok ve sen bununla başa çıkmak zorundasın. | Open Subtitles | عندي وقت فاضي اليوم أنتِ يجب أن تتعاملي مع هذا أنما سأتكلم مع قسم الصحة |
Ama bununla başa çıkmak zorundasın. | Open Subtitles | لكن الآن عليك أن تتعاملي مع الأمر. |
Hayır, Leslie başa kadar biz bir şey yapmıyorlar. | Open Subtitles | لا ، لن نفعل أي شيء (حتى تتعاملي مع (ليزلي |
Arkadaşının kaybıyla nasıl başa çıkıyorsun? | Open Subtitles | كيف تتعاملي مع فقدان صديق? |
Hayır, ondan değil, kanserle başa çıkmak zordur. | Open Subtitles | كلا، لا يمكنكِ أن "تتعاملي" مع السرطان. |