| O ezmenin hepsini yesen iyi olur çünkü bu akşam başka yemek yok. | Open Subtitles | الأفضل أن تتناول كل الفريكي ، أيها الغبي لأن ليس هناك المزيد الليلة |
| sen ne egzersiz yapıyorsun ne bal yiyorsun ne süt içiyorsun yorulursun tabi | Open Subtitles | أنت لا تؤدّ تمرينات ، ولا تتناول اللوز ولا الزبد أو اللبن |
| Annem arkada bisküvi yiyor her şey domuz eti kokuyor. | Open Subtitles | أمي في الخلف، تتناول البسكويت. كل شيء رائحته كاللحم النتن. |
| ve sen salatalık turşunu yerken, tekrar yollara düşecek. | Open Subtitles | وبينما أنت تتناول المخللات ستعود هى ثانية |
| Ne hapları onlar? Neden hap kullanıyor ki? | Open Subtitles | لمَ يتعين عليها أن تتناول كمية من الأقراص اللعينة؟ |
| Zaten kimseyle sevişmiyorsa, her gece iki Ambien alıyor. | Open Subtitles | إذا كانت لا تضاجع أحد، فإنها تتناول منومان كل ليلة |
| kahvaltı yada öğle yemeği yemedin. evde yiyecek herhangi bişi var mı? | Open Subtitles | أنت لم تتناول وجبة الإفطار ولا الغداء ألا يوجد طعام فى هذا البيت؟ |
| Bu benim ilk gecem, benimle akşam yemeği yer misin? | Open Subtitles | هذه ليلتي الأولى بالبلدة وكنت آمل أن تتناول العشاء معي |
| Yarın akşam Isa ve benle birlikte yemek yemek ister misin? | Open Subtitles | هل تريد أن تتناول العشاء مساء الغد معى ومع ايزابيل ؟ |
| Yarın akşam Isa ve benle birlikte yemek yemek ister misin? | Open Subtitles | هل تريد أن تتناول العشاء مساء الغد معى ومع ايزابيل ؟ |
| Onlara şarap ve yemek ikram edip, üzerlerine tarım ilacı mı püskürteceksin? | Open Subtitles | أنتَ تشرب معهُم و تتناول الطعام معهمُ ثم تقتلُهم بقاتل الأعشاب ؟ |
| Artık kahvaltıda domuzlu çizburger mi yiyorsun? | Open Subtitles | تتناول الآن شطيرة اللحم بالجبن على الافطار , صحيح؟ |
| Selam Yeni Brian bakıyorum da pasta yiyorsun. | Open Subtitles | مرحباً , براين الجديد أرى أنك تتناول فطيرة |
| Biz hâlâ buralarda uğraşırken o yukarıda öğle yemeği yiyor. | Open Subtitles | والآن تتناول الغداء في الأعلى بينما ما نزال عالقين هنا |
| Vahşi mantar yahnisi ile kızarmış kuzu yiyor olacaksın. | Open Subtitles | يمكنك أن تتناول يخنة لحم الضأن المطهو ببطء مع عيش الغراب البري |
| Baksana, geçen gün seni bir kadinla ögle yemegi yerken gördüm. | Open Subtitles | اذا اخبرني عن هذة المراة التي كنت اراك تتناول العداء معها من قبل |
| Uzun süreli steroid kullanıyor. | Open Subtitles | كانت المريضة تتناول المنشطات لفترة طويلة |
| İlaçlarını alıyor, bu akşam terapiye bile gidecek hatta. | Open Subtitles | لقد كانت تتناول أقراص أدويتها، وحتى أنّها ستذهب للعلاج النفسي هذه الليلة. |
| Saygı duyduğun insanların yanında hiç yemek yemedin mi? | Open Subtitles | أنت لا تتناول الطعام مع أشخاص تحترمهم أبداً؟ |
| Öğle tatili için dışarı gittiklerinde beyinlerini sarj eder, arkadaşları ile buluşur, biraz yemek yer, bir bira içer, konuşurlar belki de daha önceden yapamayacakları bir fikir sinerjisi kurarlar. | TED | حين تخرج للعالم، و تعيد شحن دماغك، تلتقي بأصدقائك ، تتناول مشروبا ، تتناول طعاما ، تتحدث، فإنك تحصل على بعض الأفكار المترابطة التي لم تكن لتحصل عليها من قبل. |
| "Onu biraz konyak iç meye ikna etsen iyi olurdu. | Open Subtitles | أريدك أن تحاول إقناعها أن تتناول قليلاً من البراندى |
| Benimle iş yemeğine çıkmana izin vermeyecek kadar kıskançtır herhalde. | Open Subtitles | على الأرجح أنها غيورة للغاية لتدعك تتناول عشاء عمل معي |
| Beraber içki içmek için ona 500 dolar bahşiş verdin. | Open Subtitles | أعطيتها 500 دولار فقط لكي تتناول شراب معك. |
| Sadece vitaminleri alıyor ve su içiyor. | Open Subtitles | إنها تتناول الفيتامينات وتشرب المياه، لكن لا شيء غير ذلك. |
| On altı yıldır evliyiz ve karım hala Çin yemeği yemiyor. Bu çok saçma. | Open Subtitles | ستة عشر سنة من الزواج ولا زالت زوجتي لا تتناول الطعام الصيني. |