| Orada sadece uyuşturucu satıcıları güvendedir. | Open Subtitles | لأن الناسَ الوحيدينَ سلامة هناك تجّار المخدّرات. |
| Organize suçlar, uyuşturucu satıcıları, her ne olursa. | Open Subtitles | , الجريمة الكاملة تجّار المخدرات، مهما يكن |
| Karaborsa ve gri piyasada da tanıdıklarım var. Burada bildikleri cephane satıcısı var mı diye sorabilirim. | Open Subtitles | أيضاً أعرف أشخاص لهم اتصال بالسوق السوداء سأرى إنّ كانوا يعرفون تجّار ذخيرة هنا |
| İnsan ticareti yapanlar, paralarını aklamak için yarı meşru işletmeleri kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستخدم تجّار البشر الشركات الشبه شرعية لغسيل أموالهم بجميع أرجاء العالم |
| General. Pusuya düşmüş tüccarlar olduklarını iddia ediyorlar. | Open Subtitles | أيها الجنرال، يزعمون بأنهم تجّار تعرضوا لكمين. |
| Eğer Los Angeles'lı polisler uyuşturucu satıcılarını, gaspçıları ve manyak katilleri tutuklamakla çok meşgul değillerse, onu size geri yollayabilirler. | Open Subtitles | إذا كانت شرطة لوس أنجلوس ليست مشغولة جدا بإعتقال تجّار المخدرات وإغتصاب العصابات والقتلة المحترفون |
| Uyuşturucu satıcılarının kanyona gömdükleri para hâlen bende. | Open Subtitles | لازال بحوزتنا مال تجّار المخدرات الذي وجدناه مدفونًا في الوادي |
| Demek onların tarlasını korumak için esrar satıcılarından para alıyordun öyle mi? | Open Subtitles | إذاً كنتَ تستلم النقود من تجّار المخدرات |
| Tabi, uyuşturucu satıcıları fiş vermiyor ki. | Open Subtitles | نعم، نعم، وكأن تجّار المخدرات يُعطون إيصالات |
| Ve temsil ettiği uyuşturucu satıcıları evi bastı. | Open Subtitles | و تجّار المخدرات الذين قام بتمثيلهم قاموا باقتحام منزلنا |
| Şirketinin kârlılığı sürekli artarken diğer eski ve antik eşya satıcıları dükkanlarını kapatıyorlar. | Open Subtitles | وكانت أرباح شركته في صعود بوقتٍ واحد في حين أنّ تجّار الفنّ القديم وغيره يغلقون محلاّتهم |
| Önce Meksikalı uyuşturucu satıcıları, şimdi de postayla evlilik gelinleri. | Open Subtitles | أوّلاً تجّار مخدراتٍ مكسيكيّن و الآن عروسٍ حسب الطلب |
| Uyuşturucu satıcıları ve para, para, para, para. | Open Subtitles | تجّار مخدرات، أموال، وأموال، والمزيد من الأموال |
| Uyuşturucu satıcısı dostlarınla işime engel oldunuz. | Open Subtitles | أنت وأنا لسنا تجّار بيعِ مخدرات أنت فقط عرقلت حركة سيري |
| 4 hafta önce uyuşturucu ticareti yapan birkaç Amerikalının cesedini çölde terk edilmiş bir kamyonda bulduğunu ihbar ettin. | Open Subtitles | قبل أربع أسابيع كتبت تقرير عن وجود شاحنة مهجورة في الصحراء بداخلها جثث لبعض تجّار المخدرات في أمريكا |
| Geniiların adil tüccarlar olduğunu söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّك قلت أنهم تجّار عادلين. |
| Geçimini uyuşturucu satıcılarını vurup soyarak sağlıyor. | Open Subtitles | معيشة جعل شخص ما تجّار المخدّرات المحليّون المغطّيون. |
| Mülkünüzde uyuşturucu satıcılarının çalıştığının farkında mısınız? | Open Subtitles | هل كنت تعلم بوجود تجّار مخدرات يبيعون في مبناك؟ |
| Sokak satıcılarından' Fahişelerin ağzından' dudaklarından. | Open Subtitles | من تجّار الشارع ' الأفواه إلى شفاه العاهرات. |
| Esnaf. Herzaman denizin yakınında insanlar bulunur. | Open Subtitles | تجّار, هناك دائماً أناسٌ عند البحر. |
| Ya eğer... - ...satıcılar ya da mafya parayı arıyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو كان هناك تجّار مخدّرات أو رجال عصابات يبحثون عنها ؟ |
| Onlar uyuşturucu satıcısıydı, beyler. | Open Subtitles | يا رفاق , هؤلاء تجّار مخدّرات |
| Şehirdeki bir emlakçının eroin tacirleriyle ne işi olur ki? | Open Subtitles | ما الذي تفعله وكيلة عقارات بالإختلاط مع تجّار الهيروين؟ |
| Belki de uyuşturucu satıyorlardır ya da silah kaçakçısıdırlar. | Open Subtitles | ربما يكونون تجّار مخدرات أو مهرّبي أسلحة |
| Kurumun başkanı ve yerel bir iş adamı olan Robert Cooper yaptığı açıklamada "Mahallemizi tehdit eden bu zehir tacirlerinin icabına bakacağız" dedi. | Open Subtitles | الرئيس والمحليّ رجل الأعمال ,robert cooper, قالَ ' الجمعية تَعاملتْ a ضربة قاضية إلى تجّار المخدّرات يُحاولونَ السَيْطَرَة على حيِّنا. |