Fakat benimki gibi tüketici hakları için savaşan kuruluşlar her yerde olmayabilir. | TED | لكن الشركات التي تشبه شركتي التي تحارب من أجل حقوق المستخدمين لا يمكنها التواجد في كل مكان. |
Özgürlüğü için savaşan halklara yakınlık duyarız. | Open Subtitles | ونشعر بتعاطف طبيعى تجاه الشعوب التى تحارب من اجل حريتها |
Afrika'da bağımsızlıkları için savaşan ülkeler vardı: Gine, Gine-Biassu, Angola. | TED | في افريقيا كان هناك 4 دول تحارب من اجل استقلالها غينيا . غينيا بيساو . |
Bir şeye değer veriyorsan savaşırsın. | Open Subtitles | إذا كُنت تهتم لشيء فعليك أن تحارب من أجله. |
Bunu yaparsın, ailen için savaşırsın. | Open Subtitles | هذا ما تفعله. تحارب من أجل عائلتك. |
Zavallı şey yaşamak için mücadele ediyor. | Open Subtitles | هذةالمخلوقة المسكينة تحارب من اجل حياتها |
İnandığı şeyler uğruna durmadan mücadele ediyor. | Open Subtitles | لا تنفك تحارب من اجل معتقداتها |
Ne için savaştığını bilemedin hiç! | Open Subtitles | لم تعرف ابدا ما تحارب من اجله |
Bizim için savaştığını sanıyorsun. | Open Subtitles | هل تظن أنّك تحارب من أجلنا؟ |
Senin için savaşan bir ailen var. | Open Subtitles | لديكِ عائلة تحارب من اجلك |
Seni orada savaşan orada görmüyorum. | Open Subtitles | لا أراك هناك تحارب من أجلهم. |
Bu insanları korkutmamalı, tam tersine son yüzyılda sivil haklar, özgür düşünce ve demokrasi uğruna savaşan diğer ülkelere ilham vermeli. Bugün, insanlık tarihinde ilk kez dünya çapında milyarlarca insanın hiç olmadığı kadar güvende olabilmesi için, teknolojik bir fırsata sahibiz. | TED | ينبغي ألا يكون الأمر مخيفا، ينبغي أن يكون ملهما لنفس الحكومات التي تحارب من أجل الحقوق المدنية، وحرية التعبير والديمقراطية في الحروب الكبرى من القرن الماضي، اليوم، لأول مرة في تاريخ البشرية، لدينا فرصة تقنية لجعل المليارات من الناس أكثر أمانا في جميع أنحاء العالم لم نحصل عليها من قبل في تاريخ البشرية. |
Onun için mücadele ediyor diye Devyani'nin mi? | Open Subtitles | أم هي لـ(ديفياني) لأنَّها تحارب من أجلها؟ |
Onun için mücadele ediyor diye Devyani'nin mi? | Open Subtitles | أم هي لـ(ديفياني) لأنَّها تحارب من أجلها؟ |