| Kraliçe sürücü koltuğunun altında şeker pakedinin içinde yaşıyor. | Open Subtitles | حياة ملكة البوب على ضربة تحت مقعد السائق. |
| Yolcu koltuğunun altında bir kutu kimyasal hızlandırıcı var. | Open Subtitles | ثمّة علبة مسرّع حرائق فارغة تحت مقعد الراكب |
| Bu da bizi şoför koltuğunun altında bulduğumuz silaha getiriyor. | Open Subtitles | الذي يقودنا إلى الحديث عن المسدس الذي وجدنا تحت مقعد السائق في سيارتك. |
| O modellerde şoför koltuğunun altına metal bir plaka koyulurdu. | Open Subtitles | أنه يوجد لوح معدني تحت مقعد السائق في هذا الموديل |
| Bana patlayıcıları herkesin sevdiği aşağılık herifin koltuğunun altına koymamı söylemiştin! | Open Subtitles | قلت لي أن أضع المتفجرات تحت مقعد الكاذب الذي يحبه الجميع |
| Hayır, aslına bakarsan, Mike, koltuğun altında hindiyi unuttuğu zaman olmuştu, hatırladın mı? | Open Subtitles | لا, في الواقع أتت عندما أسقط مايك لفائف الديك الرومي تحت مقعد السائق. أتذكرين؟ |
| Bu yüzüğü, bu minibüsün bir koltuğunun altında buldum, babamın tamirci minibüsünün, yani. | Open Subtitles | لقد وجدت هذا تحت مقعد في هذه الشاحنة، العمل فان والدي. |
| Bakın Bay Simpson'ın arabasının koltuğunun altında ne buldum. | Open Subtitles | انظر ماوجدت تحت مقعد السيد سيمبسون |
| Yolcu koltuğunun altında uyuşturucu paketi buldum. | Open Subtitles | عثرت على حزمة مخدرات تحت مقعد الراكب |
| Arabanın ön koltuğunun altında olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | هم لا يعلمون أنه تحت مقعد السيارة فقط |
| Sürücü koltuğunun altında bir kutu bulduk. | Open Subtitles | وجدنا صندوق مغلق تحت مقعد السائق |
| Şemsiye de Dr. Cooke'un koltuğunun altında bulunmuştu. | Open Subtitles | و تم ايجاد المظلة بالاساس (تحت مقعد د. (كوك |
| Sürücü koltuğunun altında bulundu. | Open Subtitles | هذا وجدنا تحت مقعد السائق. |
| Arabamın koltuğunun altına koydum. | Open Subtitles | وفي النهاية وجدت سلاحي تبيّن أنه كان تحت مقعد سيارتي |
| Annemin Cadillac'ının koltuğunun altına bantlanmış bir 38'lik var. | Open Subtitles | لدي مسدس من عيار 38 ...تحت مقعد سيارة جدتي |
| Sürücü koltuğunun altına koyarım. | Open Subtitles | ضعها تحت مقعد السائق |
| Sürücü koltuğunun altına yerleştirilmiş. | Open Subtitles | وُضعت تحت مقعد السائق... |
| Sanırım kullan at telefonu Drake'in koltuğunun altına dikkatle koymuştum böylece şarjı bitene kadar 30 saat onu takip edebilecektim. | Open Subtitles | أظن أنه من الحكمة أن امرر متعقب الهاتف تحت مقعد (درايك)، لكي أتمكن من تتبع تحركاته حتى تنفد البطارية في غضون 30 ساعة أو ماقارب |
| Bunu koltuğun altında bulduk, şeyin içine sıkıştırılmış.. ee.. şapkasının. | Open Subtitles | وَجدنَاه وتّدَ تحت مقعد المسافرَ , uh، في قبعتِه. |
| Ön sağ koltuğun altında görünebilir kan lekeleri var. | Open Subtitles | قطرات دم مرئية تحت مقعد الراكب |