| Biraz buz ve bir bez getirir misin, bir tanem? | Open Subtitles | هل تحضري لنا بعض الثلج و عدة الشاي , حبيبتي؟ | 
| Ben gerçekten acıktım, Evangeline. Bana gizlice biraz reçel ile tost getirebilir misin? | Open Subtitles | أنا جائع إيفانجلين , أيمكنك أن تحضري لي خبز محمص سري و مربى؟ | 
| Bana bir latte getirmeni. | Open Subtitles | أود أن تحضري لي قهوة بالحليب هل لديك مانع؟ | 
| İddiaya girerim ki cüzdanını bile yanında getirmedin? | Open Subtitles | اراهن انك حتى لم تحضري محفظتك ؟ هل انا محق ؟ | 
| Çaydanlıkta su ısıt, bir yumak kalın ip bulabildiğin kadar temiz havlu ve makas getir. | Open Subtitles | أحضري لى بعض الألففة وكل المناشف النظيفة التي يمكنك إن تجديها والمقص ولا تحضري لتقولي أنك لا تستطيعين الحصول عليهم | 
| Oliver! Seni gördüğüme ne kadar mutlu oldum bilemezsin! - Hastaneye gelmedin. | Open Subtitles | يهتم بشأني في هذه العائله اوليفر , لاتعلم كم أنا سعيده برؤيتك لم تحضري للمشفى | 
| Emir vermek istiyorsan kendine bir köpek al çünkü artık hiç umurumda değil! | Open Subtitles | يجب أن تحضري كلباً إذا أردت إصدار الأوامر لأنني لم أعد آبه لذك | 
| Güzel, o zaman müsaitsin. Bana şirketin kredi kartını getirmelisin. | Open Subtitles | جيد، إذاً أنت متفرغة، أريدك أن تحضري لي بطاقة إئتمان | 
| Jenn, Linda laptopını almanı istiyor | Open Subtitles | جين، ليندا تريدك أن تحضري حاسبها من محل الصيانة لقد أصلحوا السواقة حسناً، سأعمل على الأمر | 
| Akıllı kız olup bana içkim için sarı şemsiye getirir misin? | Open Subtitles | أيمكن أن تكون لطيفة و تحضري لي مظلة صفراء لمشروبي ؟ | 
| Bana bir kahve ve buzlu su getirir misiniz lütfen? | Open Subtitles | هلا تحضري لي كوب قهوة وبعض الماء من فضلك ؟ | 
| Benim için bir iyilik yapıp maymun bebek tulumunu getirebilir misin? | Open Subtitles | أيُمكنكِ أن تسدين ليّ معروفاً و تحضري ردائها ذو وجه القرود؟ | 
| Bana bir sütlü kahve getirebilir misin lütfen? | Open Subtitles | هل يمكنكِ أن تحضري لي قهوة بالحليب لو سمحتي ؟ | 
| Senden, o ganimeti bana getirmeni istiyorum. O ganimet, beni yok etmek isteyen güçlerden uzak tutulmalıdır. | Open Subtitles | أريد منك أن تحضري القلب لأن هذا يجب حمايته و يجب استخدامه | 
| - Seninkini getirmedin mi? Çok ağır. Pantolonum düşüyor. | Open Subtitles | لم تحضري مصباحك - لكن وزنه ثقيل مما سـيوقع بنطالي - | 
| Laptopunu getir ve hikayeyi yazmaya başlayalım | Open Subtitles | يمكنك ان تحضري كمبيوترك المحمول ونبدا بكتابة القصة سويا | 
| Dün gece neden Spencer'lara gelmedin? | Open Subtitles | نعم, لماذا لم تحضري الى منزل سبينسر ليلة أمس ؟ | 
| Elbiseleri al ve üstünü değiş. Sonra da bizi götüreceksin. | Open Subtitles | أريدك أن تحضري الملابس ثم تبدلان ملابسكما لنذهب | 
| Belki sen de Michael'ı getirmelisin. Sonuçta ikiniz de maceraperestsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تحضري مايكل إلى هنا إن كان هذا المكان يعجبك | 
| - Asistan ne yapıyorsan, onu iptal etmeni ve bana bir bisiklet almanı istiyorum. | Open Subtitles | أود منكِ ترك أي شيء تقومين بفعله الآن وأن تحضري لي دراجة هوائية | 
| Tabii ya. Aman bana sağlam kanıt getirme zaten. | Open Subtitles | صحيح , بالطبع فعلتِ معاذ الله أن تحضري تلك الادلة الفعلية. | 
| Annemi hemen buraya getirmen gerekecek. | Open Subtitles | لدينا مشكلة خطيرة.. يجب أن تحضري أمي إلى هنا فورا | 
| Ve yargımda çok büyük bir hata yapmışım ve kesinlikle düğünümüze gelmelisin. | Open Subtitles | وأنا أخطئت حقاً فى الحكم عليكى وأنتي يجب أنت تحضري حفل زفافنا | 
| Yarın saat 9'da gelip onu almanızı istiyorum. | Open Subtitles | غدا , اريدك ان تحضري هنا في التاسعة لالتقاطها | 
| Yani temel olarak senden istediğim benimle oraya gelmen ve oraya gelmen ve beni iyi olarak göstermen, tamam mı? | Open Subtitles | ما اطلب منكِ القيام به بالأساس هو أن تحضري معي وتجعليني ابدو بشكل جيد | 
| Haa, yani, bütün bu yolu bana kuşları getirmek için mi geldiniz? | Open Subtitles | أتعنين انك اتيتي الي هنا لكي تحضري لي هؤلاء البغبغاوات ؟ |